Bildiğiniz gibi mevcut anayasamız 12 Eylül 1980'deki askeri darbeden sonra Milli Güvenlik Konseyi ile Danışma Meclisi (Kurucu Meclis) tarafından günün şartları göz önünde bulundurularak hazırlanmış, halkoylamasıyla kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Bu anayasa hazırlanırken, tamamen o günün şartları, mevcut konjonktürel durum ve devletin hassasiyetleri göz önünde bulundurulmuştur.

1982 Anayasası, günün koşulları göz önünde bulundurularak ve devletçi bir anlayışla hazırlandığından dolayı o günün ihtiyaçlarına cevap verse de zaman içerisinde bazı konularda sınırlamalar getirdiği görülmüştür.

Özellikle son dönemde odaklandığımız Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinin bir gereği olarak, 1982 Anayasası'nın temel hak ve özgürlükler noktasında yetersiz kaldığı şikayetleri artmış ve bu özgürlükleri genişletici bir dizi değişiklikler gerçekleştirilmiştir. 1982'den günümüze kadar anayasanın bir çok maddesinde değişiklikler yapılmış, tabiri caizse anayasamız yamalı bohça haline dönüşmüştür.

Bugün geldiğimiz noktada tüm kesimlerce yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulduğu yüksek sesle telaffuz edilmeye başlanmıştır. Anayasanın yenilenmesinin hem siyasi, hem ekonomik hemde toplumsal bir ihtiyaç haline geldiği görülmektedir.  

Bizde reel sektörün temsilcileri olarak, yıldızı hergeçen gün yükselen ülkemizde demokrasinin daha da güçlendiğini görmek istiyoruz. Bu bağlamda kendimize hedef koyduğumuz AB üyeliği sürecinde bireysel hak ve özgürlüklerin genişletilmesini istiyoruz. Anayasamızın değişmemesi gereken maddeler dışındaki maddelerin bir bütünlük içerisinde değiştirilmesini arzu ediyoruz. Bu doğrultuda bizimde talebimiz Anayasanın günümüz şartlarına göre yenilenmesidir. Devlet merkezli ekonomik kalkınma modellerin bütün dünyada geçerliliğini kaybettiği, bireylerin ve bireysel girişimciliğin ön planda olduğu bir dönemde eski mevzuatlarla yeni ekonomik modele uyum sağlamak mümkün değildir. Dolayısıyla yeni anayasanın özellikle ekonomik gelişimize olumlu katkılar yapacak yönde düzenlenmesini, devletimizin girişimciliği önemseyen ve özendiren, ekonomik özgürlükleri koruyan, kollayan ve destekleyen, piyasanın oluşmasında aktör değil, denetleyen - yol gösteren konumunda olmasını istiyoruz.    

Reel sektör olarak; olmazsa olmazları olan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yapısını koruyarak, bireysel hak ve özgürlüklerin üzerinde şekillenmiş, hukukun üstünlüğünü benimsemiş, toplumun değerleriyle bütünleşmiş ve tüm Türk halkınca benimsenmiş bir Anayasaya istiyoruz.

Tüm toplumun üzerinde mutabık kaldığı sivil bir anayasa sayesinde, dünyanın gelişmiş ilk 10 ekonomisi arasında yer alma hedefimize planlanandan daha kısa sürede ulaşacağımıza inanıyoruz.

Haber Tarihi : 1/4/2010
PAYLAŞ
Son Haberler ::