20. Kuruluş yıl dönümünü bir dizi etkinlikle kutlayan KOSGEB, bu etkinlikler  kapsamında Yeni Vizyonu ve Yeni Destek Modelleri'ni tanıtmak amacıyla Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası'nın evsahipliğinde SATSO Ali Coşkun Konferans Salonunda  "KOBİ'lerimiz ve Paydaşlarla Buluşma/ Geleceği Değerlendirme Paneli” düzenledi.

 

Sakarya Vali Yardımcı Emin Çolak, Sakarya Üniversitesi Rektörü Mehmet Durman, Arifiye İlçe Kaymakamı Birol Kurubal, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Fevzi Kılıç, KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı A.Akgün Altuğ, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Büyük, Sakarya Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hasan Alişan, Düzce Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Mustafa Kayıkçı, Daire Müdürleri, Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, KOBİ'lerin yetkilileri ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen panelde KOSGEB'in yeniden yapılanmasının detayları hakkında bilgiler verildi.  

 


"KOBİ'lere ilişkin ekonomi politikalarımızı gözden geçirip yeni strateji ve politikalar belirlemeliyiz"

İki bölümden oluşan panelin ilk bölümünde protokol konuşmaları yapıldı. Ev sahibi sıfatıyla panelin açılış konuşmasını yapan SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A.Akgün Altuğ, ülke olarak çektiğimiz sıkıntıların temelinde sanayi devrimini kaçırmış olmamızın yattığını söyledi. Altuğ; “Global pazarda Türk sanayisinin dünya ile rekabete açılması dolayısıyla KOBİ'lerimiz önemli darboğazlarla ve uyum sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Dünya ekonomisindeki gelişmeler ışığında KOBİ'lere ilişkin ekonomi politikalarımızı gözden geçirip yeni strateji ve politikalar belirlemeliyiz.” diyerek KOBİ'lerin global pazarda rekabet edebilmeleri için yeni bir yol haritasına ihtiyaç duyulduğun ifade etti.

 

Global pazarda kalıcı olabilmek için ilgili kurumlar, sanayi ve üniversite işbirliğini geliştirmenin önemine değinen Altuğ; “Ar-Ge, inovasyon, patent, marka ve özgün tasarımlar üzerine daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor. Ülkemizde 2008 yılında Cumhuriyet tarihimizde ilk defa patent ve faydalı model başvurusunda 10 binin üzerine çıkılmış ve 2009 yılından itibaren de bu artış devam etmektedir. Son birkaç yıldır Avrupa'da en çok marka ve tasarım başvurusu yapılan ilk üç ülke arasında ülkemizin yer aldığı bilgisi sevindiricidir.” diyerek yaşanan gelişmelerin ümit verici olduğunu ifade etti.  

 

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası'nın stratejik hedefleri arasında Ar-Ge faaliyetlerine destek olmak ve kamu-üniversite-sanayi işbirliğinin teşvik etmek yer aldığını hatırlatan Altuğ, Oda üyelerinin gelişimine katkı sağlayan kurumlara SATSO olarak ev sahipliği yaptıklarını bu kurumlardan birinin de KOSGEB Sakarya İGEM Müdürlüğü olduğunu belirtti. 2008  yılı mayıs ayından itibaren bugüne kadar bu müdürlüğün yaklaşık 265 bin TL geri ödemesiz destek verdiğini ayrıca diğer alanlarda verdiği krediler kapsamında 65 milyon TL  kredi hacmi oluşturduğunu ifade eden Altuğ, bu çalışmaları dolayısıyla KOSGEB yetkililerine teşekkür etti.

 

SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Altuğ düzenlenen panelin, çalışmaların geldiği noktayı değerlendirme, öncülük edenlerin takdir edilerek şevklendirilmesi ve KOBİ'lerin paydaşlarla buluşarak geleceklerini  şekillendirmelerine yol göstermesi bakımından çok önemli bir organizasyon olduğunu ifade etti. 

 


"KOBİ'lerimize rekabetçi bir boyut kazandırmalıyız."

“Sakarya'nın geleceğin parlayan yıldızı olacağına olan inancımızla ilimizin yatırımlar için neden avantajlı bir il olduğunu çeşitli platformlarda aktarıyoruz. Mutluluğun ilimizin ve ülkemizin gelişmişlik düzeyini arttırmaktan ve üretmekten geçtiğine inanıyoruz. Türkiye, sahip olduğu potansiyelleri ile Türk sanayicisi edindiği birikim ve tecrübe sayesinde küresel rekabet için gerekli ön koşul olan altyapıya sahip durumdadır. Devlet ve özel sektör arasındaki etkin ve samimi işbirliği Türkiye'nin büyük bir sıçrama yapmasına imkân sağlayacaktır. Türk ekonomisinin temel dinamiğini oluşturan KOBİ'lerimize rekabetçi bir boyut kazandırılarak; piyasa mekanizmasının etkinliği arttırılmalı, sürdürülebilir kalkınma sağlanmalı, istihdam yaratılmalı, bölgesel sosyo-ekonomik dengesizlikler giderilerek kalkınma tabana yayılmalıdır.” diyen Altuğ bu sebeplerden ötürü 20.nci yılında yeniden yapılanan KOSGEB'in KOBİ'lerin önemli bir paydaşı olacağına ve etkinliğini daha da artıracağına inandığını ifade ederek konuşmasını tamamladı.

 

"Herkes işini layıkıyla yaptığı sürece hiçbir sıkıntı olmayacaktır." 

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Büyük her sene 60-70 mesleğin tarihin tozlu sayfaları arasında yerini aldığını belirterek, bu süreçte kazandığını işine yatıran işletmelerin ayakta kalacağını ifade etti. Kazandığını işine yatırmayan işletmelerin kapanmasının muhtemel sonuç olacağının altını çizen Büyük, herkesin işini layıkıyla yaptığı sürece hiçbir sıkıntının olmayacağını belirtti.

 

İşletmeler ve kurumlararası güçbirliği yaparak ülkeyi daha iyi yerlere getirmeyi arzu ettiklerini belirten Büyük, bu süreçte iş aleminin önemli paydaşlarından olan KOSGEB'in desteklerinden faydalanmalarının işletmeler için büyük önem  taşıdığını ifade etti.

 

"Küçük olsun benim olsun lüksü yok"

İşletmelerin ayakta kalmaları için küçük olsun benim olsun lüksü yok” diyen Büyük, büyük balığın her zaman küçük balığı yuttuğunu belirtti.  İş alemi olarak tabiî ki destek alacaklarını ama bunun netice yada sonuç demek anlamına gelmemesi gerektiğini dile getiren Büyük; “iş alemi olarak raflarımızı temiz tutacağız. Kaliteli mal üreteceğiz. Kredi kartı çeşitlendirmesi yapacağız. Sözümüzde güvenilir olacağız. Daire almayacağız CNC torna alacağız. Gerekirse aracımızı almayacağız raflarımızı düzenleyeceğiz. Müşteri portföyünü genişletmemiz lazım. Bunları yapamadığımız sürece piyasada çok etkili olmamız mümkün değildir. Herkes önce kendini düzeltmelidir. Sonra devletten beklemelidir. Kazandığımız parayı işyerimize yatırdığımız sürece ayakta kalmamız mümkündür. Buna yapamadığımız taktirde her yıl 60-70 mesleğin tarihten silindiğini biliyoruz. Herkes kendine çekidüzen verdiği sürece, işini layıkıyla yaptığı sürece sıkıntı olmayacaktır.” dedi.  

 

“Güç birliği yaparak bu ülkeyi iyi yerlere getirmemiz lazım. Sanayici olarak tek hedefimiz var ‘çok para kazanmak' istiyoruz. Kazandığımızın vergisini ödemek istiyoruz. Yatırım yapmak istiyoruz. İstihdam sağlamak istiyoruz. İhracatı 130 milyara değil 260 milyar dolara çıkartmak istiyoruz.” diyen Büyük, iş adamlarının tek hedeflerinin çok üretmek, çok kişi istihdam etmek  olduğunu bu noktada da el birliği ile mücadeleye devam edildiğinde ülkenin iyi yerlerde olacağını belirtti.

 

 

 

Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (SESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Alişan, KOSGEB tarafından verilen desteklere istenilen şartları sağlayamayan birçok işletmenin ulaşamadığını belirtti. Sicil affı uygulamasındaki keyfiyete son verilmesi gerektiğini belirten Alişan, KOSGEB desteklerinden tüm kesimlerin yararlanabilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu'na olan borçların yeniden yapılandırılması gerektiğini dile getirdi. KOSGEB'in desteklerini daha geniş perspektife yaymasının büyük önem arz ettiğini ifade eden Alişan, imalatçılar yanında ticaret erbabının da KOSGEB desteklerinden yararlanıyor olmasını son derece olumlu bir karar olduğunu söyledi. Esnaf ve Sanatkarlar Değişim, Dönüşüm ve Destek (3D)  Eylem Planında da yer alan kredi kredilendirme imkanlarının hiçbir faydası olmayacağını söyleyen Alişan, “ Hayata geçirilmek istenen bu eylem planında belirtildiği gibi yer alan kredilendirmelerden esnaf ve sanatkarımız hiçbir şekilde yararlanamayacak. Çünkü esnafın SGK ve vergi borcu var. Esnaf yapılandırma bekliyor ve halen bir umut taşıyor” dedi.

 


“Esnaf  ve  sanatkarlarımız zor ve sıkıntılı bir dönem geçirmektedir ”

SESOB Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Alişan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bilindiği üzere;  esnaf  ve  sanatkarlarımız son yıllarda piyasalardaki daralma ve talep yetersizliğinden kaynaklanan zor ve sıkıntılı bir dönem geçirmiş ve halen bu durum devam etmektedir. İçinde bulunulan bu olumsuz sürecin aşılabilmesi için Esnaf ve Sanatkar Kredisi Destek Programı konusunda KOSGEB'e talimat verilmişti.

 

Burada en önemli husus KOSGEB Hizmet Merkezinin onayı sonunda krediye başvuran esnaf ve sanatkarlar için kredilendirme aşaması fiilen başlamış, Kredi başvuruları banka tarafından, genel bankacılık mevzuatı, bankacılık teamülleri, bankanın özel mevzuatı ve kredi politikaları doğrultusunda değerlendirmeye alındığında sıkıntılar boy göstermiştir.”

 

 “Hizmet sektöründe yer alan esnaf ve sanatkarlarımızın KOSGEB desteklerinden yararlanması önemli bir gelişmedir”

Esnaf ve sanatkarlara ilk kez doğrudan sağlanan desteğin devamının gelmesi ve yaygınlaştırılmasının çok önemli olduğunu ifade eden Alişan bunun cansuyu programının iyi uygulanması ve olumlu sonuçlar vermesi ile mümkün olacağını belirt. “Hizmet sektöründe yer alan esnaf ve sanatkarlarımızın KOSGEB desteklerinden yararlanmasının önünü açacak olan ve bir an önce çıkarılması yönünde yoğun girişimlerde bulunduğumuz Bakanlar Kurulu Kararı, 18/09/2009 tarihli ve 27353 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.” Diyen SESOB Başkanı Hasan Alişan bunun çok önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.

 

“SGK ve vergi borçlarından dolayı bir çok esnaf ve sanatkarımız can suyu kredilerinden yararlanmadı.” 

Ekonomik gelişmelerin esnaf ve sanatkarlara olan etkileri hakkındada bilgiler veren Alişan; “2008 yılında Dünya'yı etkisi altına alan global ekonomik krizden en çok etkilenen kesim olan esnaf ve sanatkarlarımız SGK(Bağ-Kur ve SSK) prim borçlarını zamanında ödeyememiş hatta Hükümetimiz tarafından sunulan yapılandırma fırsatından yararlanmasına rağmen, yaşanılan sıkıntı nedeni ile taksitlerini ödeyemez hale geldiğinden yapılandırmaları dahi bozulmuştur. Bunun üzerine bir de biriken vergi borçları, vergi tahsilatında başlatılan cebren tahsilat, Dünya'da yaşanılan olumsuz gelişmeler hep ekonomik anlamda ülkemizi yani esnaf ve sanatkarımızı etkilemiştir. Her zaman yaşanılan krizlerden derin bir şekilde etkilenen esnaf ve sanatkarımız, sunulan her fırsattan mahrum kalmıştır. Tam böyle bir dönemde cansuyu adı verilen bu kredi imkanından yararlanmak isteyen esnaf ve sanatkarımız yine karşısına çıkan SGK ve vergi borçlarından dolayı yararlanamamıştır. Bankalar uyguladıkları politikalar nedeniyle prim borcu ve vergi borcu olan esnafımızı bu kredi imkanından mahrum bırakmış ve başvurularını dahi kabul etmemiştir.  Hepiniz takdir edersiniz ki, bugün yolda yürürken dahi bankaların personelleri tarafından kurulan standartlarda kredi kartları hatta krediler dağıtılıyor. Eğer KOSGEB'te amaç cansuyu ise bunda şart aramanın ne kadar anlamı olduğunu herkesin düşünmesi gerektiğine inanmaktayız. Bizler hızlı kalkınma ve gelişme diyorsak, çağdaş normlarda hizmet verilmesinin önü açılmak isteniyor, yeni istihdam sahaları belirlenmek isteniyorsa biz uygulamalarla bir arpa boyu yol alamayız. Alternatif olarak baktığımız zaman; Eğer bir kişinin SGK'ya Vergi Dairesine ya da başka bir bankaya borcu varsa bu borçların KOSGEB kredisinden kesintiye uğraması en pratik çözümdür. Vergi ve SGK borcu olan esnaf ve sanatkarlarımız, borçları kredi desteğinden mahsup edilmek suretiyle kredi kullanabileceği de açıklandı. Ancak 25 bin TL üst limitli olan kredilerde, örnek: vergi dairesine 6 bin, SGK'ya 20 bin borcu yani toplamda 26 bin tl borcu olanlar kredi fırsatından yararlanmadı. Bundan sonra dönemde kalkınmanın, gelişmenin, yeniliğin ve Dünya ile yarışır hale gelmenin lokomotifi olan KOSGEB'in bu tip sıkıntıları da dikkate alarak çalışmalar yapması faydalı olacak diye düşünmekteyiz.” Diyerek sözlerine son verdi.

 

 

Düzce Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kayıkçı KOSGEB desteklerinde limitlerin çok düşük olduğunu ve Kredi Garanti Fonu'nun esnafı fonlamadığını dile getirdi.

 


Kredi Garanti Fonu Bizi Fonlamıyor"
 

“20.nci kuruluş yıl dönümünü kutlayan KOSGEB'in Türkiye'ye çok büyük faydalar salamadığını görmemiş olmak mümkün değil. Ancak “K” harfinin Türkiye çapında yeni koyulduğu da gözlerden kaçmamaktadır. Küçük boyutu ancak anlam kazanmaya başlıyor. KOSGEB vasıtasıyla mensubu olduğumuz esnaf ve sanatkar kesimine cansuyu adı altında erkelerde 25, bayanlarda 30 bin lira destek sağlandı.  KOSGEB'in çok daha farklı destekleri olduğunu biliyoruz. Mesela şu anda girişimciye 90 bin liralık bir destek verilmekte. Ama bizim esnaf ve sanatkar kesiminin gerçekten zorda olanlarının bu desteklere ihtiyacı çok yüksek. Burada Kredi Garanti Fonu'nun da bizi fonlamadığını açıkça söylemeliyiz. Bunu bilmiş olun.” diyen Kayıkçı, fon kaynaklarından küçük esnaf olarak yararlanamadıklarını ifade etti. “Sicil affı gerçekleşmemiştir” diyen Kayıkçı bu problemin çözülmesi gerektiğini vurguladı.



"Devlet-sanayi-üniversite işbirliği geliştirilmeli" 

Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr Mehmet Durman işletmelerin rekabetçi yapıya kavuşturulması ve teknolojik yenilikleri gerçekleştirmek adına yaptıkları çalışmaların desteklenmesi gerektiğini belirterek, bunun yapı taşı olan üçlü saç ayağını; devlet-sanayi-üniversite işbirliğini geliştirmenin çok önemli olduğunu ifade etti.

 

KOSGEB'in 20 yıldır sanayinin altyapısını geliştirmek ve bu üçlü saç ayağının aktif olarak çalışması adına yaptığı çalışmaların son derece önemli olduğunu ifade eden Durman, Sakarya'da KOSGEB'in mevcut halini almasında Üniversitelerinin çok büyük destekleri olduğunu belirtti. Dünyanın ve dünya ile birlikte yöresel süreçlerin hızla değiştiğine dikkat çeken  Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr Mehmet Durman bu değişime ayak uydurmayı benimseyen KOSGEB'e yeni süreçte başarılar diledi.  

 

 

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) Başkanı Mustafa Kaplan, destek almayı bir amaç olmaktan çıkardıklarını, bir araç haline getireceklerini söyledi.

KOSGEB'in 20. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası'nda (SATSO) gerçekleştirilen ''KOBİ'lerimiz ve Paydaşlarla Buluşma, Geleceği Değerlendirme'' konulu panelde konuşan Kaplan, KOSGEB'in 20 yıldan beri çağdaş bir yönetim anlayışıyla hizmet vermeye çalıştığını söyledi.


"KOSGEB'in Hedef Kitlesi Büyüdü"

KOSGEB'in 2009 yılında imalatçı KOBi'lere verdiği desteğin yanında, hizmet sektöründeki KOBİ'lerin de hedef kitlesine dahil edilmesiyle önemli bir değişim yaşadığına dikkati çeken Kaplan, şöyle konuştu: ''Gerçekten bu, KOSGEB'in kurulması kadar önemli bir girişimdi. KOSGEB'in hedef kitlesi 300 bin işletmeden, nereden baksanız 7-8 katı büyüklükğe ulaştı. Bu süreci düzgün ve doğru yönetmemiz gerekiyordu. KOSGEB'in kaynakları ve imkanları da sınırlıydı ama KOSGEB'in hayalleri büyüktü. 'Cansuyu' olarak adlandırdığımız kredi destek programlarını proaktif şekilde, 2008'in sonundan itibaren çok hızlı bir şekilde devreye aldık. Kriz döneminde kılcallarda nakit ve likidite sorunu olmasın düşüncesindeydik. 2 yıl zarfında 4 milyar liralık kaynağın aktarılmasını hayata geçirdik. 125 bin işletmenin de bu kaynaklardan yararlanmasının yolunu açtık.''

 

Cansuyu kredilerinin can çekişene can suyu vermek anlamında düşünülmemesi gerektiğini ifade eden Kaplan, tarımda fidana verilen can suyunun önemini bildiklerini, küçük bir kaynağın toplamda büyük bir faydaya dönüşmesini sağlamak için cansuyu kredilerini başlattıklarını söyledi.

 

KOSGEB'in finansman kuruluşu olmadığına işaret eden Kaplan, kredilerin anlaşmalı bankalarca dağıtıldığını belirterek, ''2008 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla sadece kamu bankalarıyla verilen kredi faiz destekleri konusunda, artık bundan sonra özel sektör bankalarıyla da çalışılması imkanı tanındı. Bu da piyasaya önemli bir rekabet getirdi. Faiz maliyetlerini ve işletmelerin erişilebilirliğini önemli miktarda arttırdı'' dedi.

Cansuyu kredilerinden küçük esnafların yararlanamadığı söylendiğinde üzüldüğünü ifade eden Kaplan, Cansuyu kredisinden yüzde 96 oranında mikro ve küçük ölçekli işletmelerin yararlandığını vurguladı.

 

Kredi ve faiz desteklerinin verilişinde vergi ve SSK borçlarının bazen engel olduğuna dikkati çeken Kaplan, ''Biz bunu esnettik. Borcu olan da yararlanabilsin, taksitlendiren de yararlanabilsin istedik. Borcu olanların da mahsuplaşma yöntemiyle yararlanabilecekleri formülleri geliştirdik. Bunlar tüm kredi programlarında uygulandı'' diye konuştu.

    
''Yeni Dönemde Standar, Fiks Menü Destek Modelinden Çıkacağız"    

KOSGEB'in 20. yılında yepyeni bir kimlik kazandığını belirten Kaplan, 40 ilde yapacakları çeşitli panellerle yeni yapılanmalarını anlatacaklarını söyledi.

 

KOSGEB'te yaşanan değişime de değinen Kaplan, kurumu, kredi faiz desteği ve para dağıtan kurum algısından çıkarıp, değişim ve dönüşüme katkıda bulunan ve rehberlik eden misyonla hizmet edeceklerini vurguladı.

Kredi faiz desteği dağıtımını etkin bir mekanizma içinde yapmadıklarını düşündüğünü ifade eden Kaplan, şunları belirtti: ''Artık diyoruz ki, 'yeni dönemde standart, fix menü destek modelinden çıkacağız ve KOBİ'lerin ihtiyacına göre kurgulanacak bir destek modeli oluşturacağız. Artık KOBİ'lere nasıl yardımcı olabilirizin adını koyacağız. Bir şekilde rekabet gücünü artıracak projeleri destekleyen yaklaşımı sergileyeceğiz. Konfeksiyon tarzı, 'bende bu var, üzerine uyuyorsa giy' değil, terzi usulü, size nasıl bir elbise dikebilirizin adını koymamız gerekiyordu. Bizim de o şekilde destekleme yapmamız lazımdı. Esnek bir modelle sunmamız gerekiyordu. Çok şükür bunun formülünü bulduk. Nasıl? Destek Programları Yönetmeliği diye yatayda bize esneklik katan, KOBİ'lerin ihtiyaçlarına göre istediği zamanda, istediği destek programını gerçekleştirebilecek çerçeve bir yönetmelik hazırladık.''

 

İşletmeye özel destek verebilmenin yolunu açmak amacıyla proje bazlı destekleme modeli getirdiklerini hatırlatan Kaplan, ''Artık işletmelerimiz kendisini tanımlayacak ve kendisi tanım gereği işletme desteklerinden yararlanabilecek. İşletmeye özel destek vermenin formülünü de proje bazlı desteklemeyle formüle edebildiğimizi söyleyebilirim'' dedi.
 

 

Geri ödemeli destek kredilerini biraz arka plana iten, hibe ve geri ödemesiz desteklerin ön plana alan yaklaşım sergilediklerine işaret eden Kaplan, ''Küçük ve mikro ölçekli işletmelerimiz stratejik yol haritası gibi kendilerini uğraştıran destek mekanizmalarından arınmış şekilde desteklerden yararlanabilecekler, bunun önünü açtık. Bunun yanında, proje bazlı desteklerde de KOBİ'lerimize proje hazırlamakta rehberlik edebilecek mekanizmalar da geliştirdik. KOBİ'lerimizin elinden tutacak, kötü amaçlı aracı kuruluşlara tevessül etmelerine imkan tanımadan, elinden tutacak bir yapıyı da getireceğiz'' dedi.

    

''Projeleri Bize Getiren İşletmelere 150 Bin Liraya Kadar Hibe Desteği Vereceğiz"
Eski algıyı yeni algıyla değiştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Kaplan, şöyle konuştu: ''Artık destek almayı bir amaç olmaktan çıkartıyoruz, destek almayı bir araç haline getireceğiz. Büyürken desteği araç halinde kullanmak isteyenlere daha nitelikli destek vereceğiz. Yoksa 'ben şu desteği almak istiyorum, bu amacımı gerçekleştirdim, KOSGEB ile işim bitti' anlamındaki ilişkiye çok da sıcak bakmıyoruz. Buna eski algı diyoruz. Bu algıdakileri de elimizin tersiyle itmiyoruz. Mikro ölçekli işletmelerde bu algı değişikliği kolay olmuyor. Tampon bölge diye tabir ettiğimiz genel destek programında eski uygulamalara erişimi ve niteliğini arttırarak devam ettireceğiz. İşletmelerimizin kendi gelişim sürecini tanımlamalarını ve KOSGEB ile uzun bir yolculuğa çıkmalarını ve hedeflerini ortaya koymalarını istiyoruz. Hedefini koyan bir gemi ancak hedefine varabilir.''

 

İşletmelerin hedeflerini ve projelerini bir program dahilinde yürütmelerini istediklerini belirten Kaplan, ''Dünyayla ancak böyle yarışılabileceğini düşünüyoruz. Bunu yapmak kolay değil. Projeleri bize getiren işletmelere de 150 bin liraya kadar hibe desteği vereceğiz. 150 bin lirayla sorgusuz, sualsiz, teminatsız, garantisiz ve geri ödemesiz şekilde destek olacağız. Bu, bir pazarlama projesi, kurumsallaşma yönetim projesi olabilir'' şeklinde konuştu.

 

KOSGEB'in yeniden yapılanma dönemiyle birlikte standart destek modeli yerine işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda verilecek destekleri kapsayan yeni bir model uygulayacaklarını, esnek bir destek modeli kurgulandığını belirten KOSGEB Başkanı Mustafa KAPLAN, çıkaracakları Destek Programları Yönetmeliği ile istenilen zamanda istenilen desteği yürürlüğe koyabilecekleri bir model tasarladıklarını belirtti. İşletmelere özel destekler içinde “Proje Bazlı” model geliştirdiklerinin bilgisini veren Kaplan, yeni modelde geri ödemeli desteklerin geri planda, hibe ve geri ödemesiz desteklerin ön planda olacağının bilgisini verdi.

 

Desteklere erişim konusunda büyük kolaylıklar getireceklerini, küçük ve mikro ölçekli işletmelerin desteklerden daha kolay yararlanacağını belirten Kaplan, proje bazlı “Nitelikli Destekler” ile de KOBİ'lere rehberlik edecek mekanizmalar geliştirdiklerini belirtti.

Kaplan, TEKMER olarak adlandırılan teknoloji geliştirme merkezlerini birçok ilde yaygınlaştırmayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.

 

KOSGEB'in Yeni Vizyonu ve Yeni Destek Modelleri'ni tanıtmak amacıyla düzenlenen “KOBİ'lerimiz ve Paydaşlarla Buluşma/ Geleceği Değerlendirme Paneli”nin ikinci bölümünde, KOSGEB TEKMER Dairesi Başkanı Ömer PAK Moderatörlüğünde KOBİ'lerin Desteklenmesinde Yeni Vizyon ve Modeller konu başlığı altında,

-Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Erkan AYAN'ın,

- Doğu Marmara ABİGEM Genel Müdürü M. Barış TURABİ'nin,

- KOSGEB Sakarya İGEM Müdürü İsmet YILMAZ'ın

ve Kredi Garanti Fonu'ndan Bülent Atmaca'nın

panelist olarak katıldıkları oturumda, mensubu oldukları kurumların işletmelere sağladıkları hizmetler ve kurumların görevleri konularında detaylı bilgiler verildi.  

 

Haber Tarihi : 23/6/2010
HABER MEDYA
PAYLAŞ
Son Haberler ::