Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yürütülen  Sakarya'nın İhracatını Geliştirme Projesi 1 (SAİGEP 1)  çerçevesinde SATSO - TUCEM (Turkish - Chinese Business Matching Center- Çin İktisadi Eşleştirme Merkezi) işbirliği ve ortak organizasyonu ile  "Çin'e Nasıl Mal Satarız?" konulu bir  konferans gerçekleştirildi.   

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası'nda yapılan "Çin'e Nasıl Mal Satarız?" konulu bilgilendirme seminerinde, TUCEM (Turkısh-Chinese Business Matching Center- Çin İktisadi Eşleştirme Merkezi) Genel Müdürü M. Bülent Şen, katılımcılara Çin pazarı hakkında detaylı bilgiler verdi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Adnan Borazancıoğlu         ekonomide gelişmenin yolunun tam bağımsızlıktan geçtiğini ancak ülkemizdeki mevcut cari açıkla tam bağımsızlık kazanmanın çok da kolay olmadığını dile getirdi. Borazancıoğlu hedeflenen 500 milyarlık ihracatın gerçekleşebilmesi için gayret göstermek gerektiğini belirterek "Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası olarak ihracat geliştirmek adına SAİGEP Projesi gibi çalışmalarımızla üyelerimizin ihracat oranlarını yükseltmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Çin, kağıdı bulan, barutu icat eden bir millettir Çin gerçeğine bugünün penceresinden bakmamak gerek" dedi.

TUCEM (Çin İktisadi Eşleştirme Merkezi) Genel Müdürü M. Bülent Şen ise Çin'in tarihi ve bugünü arasında kıyaslarla anlattığı sosyo ekonomik durumu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: "Kabuğunu kırdıkça Çin'den Türk'lere çok benzeyen bir millet ortaya çıkıyor, onların ticareti de güvene dayalı işliyor. Çin'de çok içten ortam ve ciddi bir iş potansiyeli görüyoruz. 10 yıllık gelişimini incelediğimizde en hızlı büyüyen ekonomiler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Kişi başı milli gelir 6 bin doları geçmiş durumda ve satın alma gücü Avrupa ile eş değer. Ekonomi politikası itibariyle özellikle orta ve batı Çin'i zenginleştirme hedefinde olan ülkeye Türkiye ürettiği dünya kalitesi standardındaki ürünlerle çok kolaylıkla mal satabilir. Çin nüfusu'nun 70 milyonu Han Çinlisi olarak adlandırılan kesimden oluşmakta ve bu kesim helal gıda etiketli ürünler tüketmektedir. Bu bağlamda Türkiye gıda ürünleri de pazarlayabilir.

Çin'in gelişen ekonomisi ile birlikte kaliteli ürün talebinin de Türkiye tarafından karşılanabileceği hususuna değinen Bülent Şen özellikle tekstil, oto yedek parça ve ev tekstili konularında yüksek kalitede ürünler tükettiklerini ve tercih ettiklerini de vurgulayarak Türkiye'nin bu konuda da avantajları olduğunu dile getirdi.

"Çin'in başarısı sihir değil yönetim başarısıdır" diyen Şen, ülkenin dezavantaj olan kalabalık nüfusu ve geniş coğrafyasını avantaja çevirdiği için istikrarlı bir şekilde büyüdüğünün altını çizdi. Çin'de yenilikçi ve yaratıcı bir yaklaşımla melez ekonomi biçimlerinin uygulanıyor oluşunun rekabete teşvik ettiğini belirterek "Ülkenin ürünlerinin ucuz olmasının nedeni ucuz işçilik değil ölçek ekonomisinin uygulanıyor oluşudur. Çin artık ucuz sanayi malı üretme avantajını yitiriyor. Kalite ve teknoloji geliştirmeye ağırlık veriyor" dedi.

Şen konuşmasının devamında Çinlilerle iletişim yolunu biz kendimiz buluruz, kimsenin bir şey öğretmesine gerek yok diyerek ortak sosyo kültürel noktalara değindi. "Dünyaya nasıl mal satabiliyorsak onlara da satabiliriz. Çin iç pazarını büyütüyor, Türkiye Çin'in iç pazarını büyütme stratejisini iyi değerlendirmeli" dedi.

Haber Tarihi : 21/2/2012
HABER MEDYA
PAYLAŞ
Son Haberler ::