Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Temmuz ayı Olağan meclis Toplantısı’nda meclis üyeleri meslek komitelerinin sorunlarının görüşülmesi ile dilek ve temenniler bölümünde şehrin sorunları, geliştirilebilir yanları, çözüm önerileri ve tavsiyelerini dile getirdiler.
“Belgelendirme maliyetleri çok yüksek”
Meslek Komitelerinin Sorunlarının Görüşülmesi maddesinde kürsüye gelen 33. Meslek Komitesi’nden Meclis Üyesi Tunç Özüuğurlu, geçtiğimiz hafta Akyazı’da SATSO üyesi bir fabrika inşaatının hırsızlığı ile ilgili konuda değerlendirmede bulunarak “Meslek Komitemizden bir üyemizin yaşadığı bir hırsızlık vakası için farkındalık yaratmak istiyorum. Bir fabrika inşaatı hırsızlığı söz konusu ancak yapılan bu girişimlerin organize olduğu kanaatindeyiz. Sanayi bölgelerimizde bu türlü bu olaylar yaşanıyor. Sanayici üyelerimizin de sık sık yaşadığı bu sorun konusunda yönetimimizin desteği ile ilimiz gündemine getirilmesine ihtiyacımız var.” dedi.
Özüuğurlu konuşmasında ayrıca, sektörel ihracat konusunda diğer ülkelerin pozisyonlarını korumak adına yaptıkları belge yaptırımları ve izinler konusunda yaşanan sıkıntılara değinerek “ İhracat yaparken çeşitli belgelere sahip olmak için test gerçekleştirme teklifleri alıyoruz ancak bedelleri çok yüksek oluyor. Türk Standartları Enstitüsü’nün bu gibi belgelendirme sisteminin yavaş ilerleme kaydettiğini, meslek komitesi olarak düşünüyoruz. Laboratuvar hizmetleri için bizlere de çok yüksek bedeller çıkartıyorlar. Odamız yönetim kurulunca bu konunun TOBB aracılığı ile bakanlıklara iletilmesini rica ediyoruz.
“Yazılımın önemi”
31. Meslek Komitesi’nden Meclis Üyesi Necmettin Kırık; Dünyada bilişim ve yazılım üzerine trend çok fazla artıyor. Kısa bir süre önce Gebze’de bulunan bilişim merkezine bir ziyarette bulunduk. Hem SATSO’yu orada temsil etmek, hem de fikirlerimizi sunmak anlamında toplantı ve çalıştaya katılım gösterdik. Bölgede, bilişim ve yazılım sektörü için bir üs oluşturulmuş. Artık yazılım konusunda herkes bilinçlenmiş durumda, yazılım öğrenmenin ilkokul seviyelerine indirilmesi düşüncesi ve uğraşı da var. İlimizde de yazılım konusunda imkanların daha da geliştirilmesi çalışmalarını görüyoruz. Özellikle odamızın yeni binasında Teknokent olması için çalışmalar olduğunu da biliyoruz. Şehrimizde de yazılım öğrenmeye odaklı liseler olması ve yazılım kursları açılması için çalışmalar yapmamız da önemli.” diyerek bu konuda meslek komitesi olarak sektörel çalışmalar yürüttüklerini ve hazırlıkları devam eden Sakarya’nın bilişim sektöründe gelecekteki yeri konulu çalıştayla ulusal nitelikli bir çalışma yapmayı hedeflediklerini ifade etti.
“Çocukların hayalleri çalınıyor”
29. Meslek Komitesi’nden Meclis Üyesi Kenan Taçyıldız “Bizler her zaman her şeyin başı eğitim diyoruz ancak eğitim sistemimiz ama’larla, eğer’lerle dolu. İlimizde tam 109 özel okul var. Okullar her zaman olmalı ve her zaman açılmalı ancak çok okul olmasının da eğitim de kaliteyi getireceği düşünülemez. Dershanelerin kapatılma sürecinden sonra küçük boyutlu sayısız okul oluştu ve eğitimci arkadaşlarımız bunlara çok yatırım yaptı. Diliyoruz ki bundan insanlarımız zarar görmez. Okul öğrencisine akademik bilginin yanında düzgün davranışları, sosyalleştirmeyi, iletişimi kazandırmalıdır ki; günümüzde toplum olarak bunları unutmuş vaziyetteyiz. İlk ve temel eğitim ailede başlar ve bizim problemimiz öğrenciler ile değil veliler iledir. Çocuklarımıza sürekli baskı yaparak sadece daha fazla test çözmesini istemek onları harcamaktır. Yaz - kış demeden okullarımızı açık bırakıp onları sürekli baskı halinde tutuyoruz. Var olan eğitim sistemimizde sürekli onları sınavlara tabi tutarak hayallerini çalıyoruz. Nitelikli insan gücü için kaliteli eğitim gereklidir” diyerek eğitim sisteminin öğrenciler üzerindeki etkileri konusunda değerlendirmede bulundu
“Cep telefonlarına yönelik kanun değişikliği”
31. Meslek Komitesi’nden Meclis Üyesi Behlül Bayrak ise, Cep telefonlarına yönelik yapılan kanun değişikliğinin sektöre katkı sağlayacak bir gelişme olduğuna dikkat çekerek “Cep telefonu numarası üzerine taksitli telefon alınıp hemen nakit fiyatına başkasına satılması sorunu yıllardır devam ediyor. Devlet bu işten KDV bakımında birçok kez zarar ediyordu. Artık tek telefon numarasına bir tek telefon alınacak ve taksitinin geç ödenmesi, ödenmeyip başka bir sim kart takılması durumunda cep telefonu otomatik olarak kapanacak ve satılamayacaktır. Tüm kamuoyundan ricamız yetkili mağazalar dışında yetkisi olmayan kimseden cep telefonu alınmamasıdır ki alınırsa belki de 2 ay sonra telefonun otomatik olarak kapatılma olasılığı olacaktır. 31. Meslek Komitesi olarak bu gelişmenin satışlarımızı ne kadar etkileyeceğini göz önüne almayarak sadece adil bir rekabet ortamı sağlandığı için gayet memnunuz. Bu gelişme umarız tüm işini layığıyla yapan esnaflara katkı sağlar.” diye konuştu
“Öğrenemeyen yoktur, öğretilemeyen vardır”
29. Meslek Komitesi’nden Meclis Üyesi Mustafa Yıldırım ise eğitim konusunda sınav sonuçları değerlendirildiğinde Sakarya’nın ortalamasının düştüğüne dikkat çekerek şunları dile getirdi; “43 senelik öğretmenlik geçmişim var. 1970-1980’li yılların Adapazarı liselerinden mezun olan kişiler bugün Türkiye’de var olan en az 65 ildeki üniversite mezunlarından daha da donanımlı bir durumdadır. Bacasız sanayi olarak turizm nitelendirilse de asıl bacasız sanayi üniversitelerdir. Üniversitelerin birçoğu yeterli değil. Son yıllarda yapılan sınavlarda Sakarya’nın ortalaması sürekli düşüş göstermektedir. Geçtiğimiz yıl Sakarya LGS sınavında 24. sırada. Bu bizlerin araştırmaları neticesinde orta çıkan sonuçlardır. Bu yıl sonuçlarda ise Sakarya olarak 38. Sıradayız. Batıda yer alan ve gelişmiş sayılabilecek bir il için bu hiç hoş bir durum değildir. Okullar arası farklılıklar da çok ciddi boyutlardadır. Bakanlık verilerine göre konuştuğumuzda 2018 devlet okullarının puan ortalaması sıralandığında özel sektörün el attığı yerlerde ciddi başarılar gelebilmektedir. Bunu devlet özel işbirliği ile değerlendirebilmek mümkündür. Sakarya sonuçlarda komşu illerinden hep geride kaldı. Bu sistemin işleyişinde çok aksaklıklar olduğu aşikâr. Pedagoji’de bir söz vardır; Öğrenemeyen yoktur, öğretilemeyen vardır.
Okul öncesi eğitim önemli
23. meslek Komitesi’nden Meclis Üyesi Nihat Cinoğlu Öğrenci bir neden değil bir sonuçtur. Merdiveni doğru duvara yaslamadıysak attığımız her adım bizi yanlış yere götürür. Ülkemizde her yıl yaklaşık 1.3 milyon yeni çocuk doğuyor. Bunların 1 milyonu kitapla ilkokulda karşılaşıyor. Okul öncesi eğitim almıyor. Ülkemizde 13.649 tane özel okul var. Günümüzde üniversite ve avm açılması mı yoksa kreş mi açılması gerekiyor? 0-2 yaş arasındaki çocukların kreşe gitme oranları yüzde 1 bile yok. Çocuklar, gelişiminin en önemli zamanlarında anneler de en verimli dönemlerinde sürekli evlere kapatılıyorlar, sosyal hayatı göremiyorlar. Sosyolojik bir problem oluşuyor. Dil kelime haznesi gelişimi bile araştırmalara göre 0-2 yaş grubunda eğitim alarak gelişeceğini gösteriyor. Bizim yarınlarımıza ışık tutacak sistemlere ihtiyacımız var ve bizden önce yaşayan büyüklerimiz bu konuda düşüncelerini paylaşmışlardır. Bizlerin yapacağı sadece onlardan yararlanmaktır.
“Emeğinize sahip çıkmalısınız”
26. Meslek Komitesi’nden Meclis Üyesi Lütfi Sunman fındık fiyatları ile ilgili değerlendirmede bulunarak “Fındık fiyatlandırmasında arz ve talep dengesi oluşamıyor ve bu da gerçek fiyatı yansıtmıyor. Fındık imalatçılarını tüccarlara emanet fındık bırakılması konusunda uyarmak ve bunun yapılmasının emeğine zarar vereceğini duyurmak istiyorum. DEİK ile yapılan protokol anlaşmasının da ihracatımız için çok çok faydalı olacağını belirtmek istiyorum.” dedi.
SATSO Temmuz ayı Olağan Meclis Toplantısı bölümünde konuşan meclis üyeleri şehrin geneli ile ilgili tespitleri ve görüşlerini sorunlarını dile getirdiler.
“Tramvay hattında yeni yerleşim bölgesi de olmalı”
Meclis Üyesi Kenan Taçyıldız “Büyükşehir Belediye Başkanımız şehir içerisine bir tramvay hattı için çalışmalar yaptıkları belirttiler. Güzel bir proje ve dileriz ki en kısa sürede hayat geçer. Ancak bu güzel projeyi yaparken de yeni yerleşim yerleri unutulmasın. Ülkemizin son zamanlarında gündeminde olan yaptırımlar konusunda bu kararı alan ülkeleri kınıyorum. Dilerim ki ilerleyen yıllarda eğitimde çok ileri giderek onlara karşı bir cevabımız olacaktır.” dedi
“Milletin ve devletin birbirine güveni”
Meclis Üyesi Ercan Başnuh “Yaşanan sel felaketi ile ilgili almamız gereken dersler var. Altyapı sorunu böyle felaketlerde daha da anlaşılıyor. Fındık toplama sezonu içerisinde böyle bir olay olsaydı ve fındık işçileri yerleşim yerlerinde olsaydı daha da fazla can kaybı olurdu. Önlemlerin acilen alınması gerekiyor.” dedi.
Başnuh ayrıca Srebrenitsa Katliamı ve 15 Temmuz ile ilgili de değerlendirmelerde bulunarak “Bu coğrafya’da sağlam durmamız gerekiyor. Türkiye’nin geçmişinde darbeler bir hayli fazla. Ancak 15 Temmuz, bu ülkenin siyasi tarihinde 40 yılını meşgul etmiş olan herkesin ortak günahıdır. Bizler bu coğrafyada devlet olabilmeyi başarabildiğimiz için yüzyıllardır varız. Bizler bir milletin devamının varolması için alınması gereken dersleri alarak yola devam etmek zorundayız. Bir ülkenin askeri kendi vatandaşına ateş ediyorsa buradan bir bayram çıkmıyor. Ders almalıyız. Hepimizin önceliği olan inancımızın referans olduğu bütün yapılarla mesafeli ve kontrollü durmak zorundayız. Devletin ve milletin birbirine güvendiği ortak yolculuk yapılarak giderek sıkıntılı hale gelmiş bu coğrafyada binlerce yıldır sürdürmüş olduğumuz geleneği sürdürmeliyiz.
“Şehrimizi düşünüyoruz”
Meclis Üyesi Behlül Bayrak “Ticaret Komisyonu olarak meydan düzenlemelerinin son aylarda yapılıyor olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca, İçişleri Bakanlığı’nın yeni tabela uygulaması ile artık tabelalar yüzde 75 oranında latin alfabesi olacak ve işletme sahibi arap vatandaşı ise yüzde 25 kendi dilinde yer alacak Bu tabela sorunun birçok kişinin şikayet ettiği bir durum ve şehir içerisinde gettolaşma olmaması için de içişleri bakanlığından gelen talimat ile göç idaresi binaların içini kontrol etmeye başladı. Bizler şehrin içerisinde katma değerin artmasını, şehrimizin güzelleşmesini ve daha iyi bir şehir olmasını istiyoruz. Festivaller ile şehrimize insanların akın akın gelmesini, başka şehirlere eğlenme ihtiyacını gidermek için gitmesine gerek kalmamasını arzu ediyoruz”.
“Ülkemizde huzur varsa, evimizde de huzur vardır”
Meclis Üyesi Oktay Topçu ise mültecilerle ilgili değerlendirme yaptığı konuşmasında, yapılan bir sosyal deney örneğini vererek “Geçen zamanlarda izlediğim bir sosyal deneyde vatandaşlarımıza “yardıma muhtaç bir Suriyeliye yardım eder misiniz?” sorusunda olumlu cevap verilirken devamında evinize alır mısınız? sorusuna aynı olumlu dönüşler olmadığını görüyoruz.
Ülkemiz bizlerin evi değil mi? Ülkemizde olan bir rahatsızlık kapımız önünde olmadığında bizleri etkilemiyor mu? Bu konu giderek daha da büyümeden sağlıklı bir çözüm bulunmalıdır. Suriyeli mülteciler konusunda sağlıklı bir çözüm bulunmalıdır. Mültecilere karşı yapılan yardımlara kimsenin itiraz etmeye hakkı yok ve canlarını kurtarmak için ülkemize sığınan Suriyeli mültecileri kovalım gibi bir söylemi de doğru bulmuyorum. Bize sığınanı bizler korur, saklarız ki özümüz de bunu gerektirmektedir ve neyimiz varsa paylaşırız. Ancak bizim cömertliğimiz kadar yaşar çünkü o bir misafirdir. Ancak bu işte bir terslik olduğu da kabul edilmelidir ve buna göre bir çalışma başlatılmalıdır. Sağduyulu olmak gerekir. Ülkemizin çeşitli şehirlerinde görüldüğü gibi şehrimizde de özellikle Tığcılar mahallesinde olduğu gibi Suriyeli mültecilerin toplanma alanları vardır. Ülkemizde ve şehrimizde ne yazık ki bir gettolaşma var ve bunları görmezden gelmek sorunları çözmeye yetmez. Ülkemizin kurumlarındaki bürokrat veya yöneticilerimizin kendine özgü tavırlardan vazgeçmesi gerekmektedir. Özellikle yerel yöneticilerimizin konuya önemle eğilmesi gerekmektedir. Zamanında çözülmeyen bu sorun ilerleyen yıllarda bizlere çok daha zarar verecektir. Sayıları 4 milyona yaklaşan mültecilerin 10-15 yıl sonra nüfusları bambaşka bir hal alacağı ortadayken olaya bu bakış açısı ile yaklaşmak çözüm değil çözümsüzlük getirecektir. Umarız bu sorunun ciddiyetini anlayarak devletimiz ve sivil toplum kuruluşları bir çözüm yolu bulabilirler. Aksi halde önümüzdeki yıllara yaşanabilecek muhtemel çatışmaların önüne geçilemeyecektir. Hayatımızı niyet ile nasip arasında yaşadığımız gerçeğini unutmamamız gerekir. Unutmamalıyız ki ülkemiz bizim evimizdir ve ülkemizde huzur varsa evimizde de huzur olacaktır” dedi.
Meclis Üyesi Adnan Borazancıoğlu da Meclis Başkan Yardımcısı Nuri Osman Ürküt’e Odamıza katkılarından dolayı teşekkür ederek “Nuri Osman Ürküt’e 17. Meslek komitesinde bu zamana kadar göstermiş olduğu hizmetler için ve yaklaşık 20 yıl mecliste bulunduğu için teşekkür ediyoruz. Komitemize ve odamıza katkılarının devamını diliyoruz.” dedi.
Yönetim Kurulu Üyesi Bünyamin Müftüoğlu ise Akyazı Acelle Yaylası’nda yapılan bir etkinliğin ardından ziyaret ettiği bölgeden fotoğrafları meclis üyelerine yansıtarak “Acelle yaylasındaki etkinliğin ardından oraya gittim. Ancak giderken ki kurduğum hayal ile karşılaştığım manzara çok farklıydı. Çok üzüldüm, çok kızdım. Bu fotoğraflar belki de en temiz hallerini içeriyor. SATSO kürsüsü Sakarya’nın en özgür kürsüsüdür. Bu kürsüden bir gündem olması adına ve yaylamıza yönelik bir hassasiyet oluşması adına ilimizin çok önemli köşelerinden olan Acelle ve daha nice yaylarımıza da önem gösterilmesini yöneticilerimizden rica ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Haber Tarihi : 2/8/2019