Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nın konuğu 24. Dönem İstanbul Milletvekili Faik Tunay oldu.
SATSO Meclis Başkanı Talip Kuriş Başkanlığında gerçekleştirilen toplantı video konferans şeklinde gerçekleştirildi.
Toplantıya online bağlanarak konuk olan Faik Tunay meclis üyelerine, Kovid-19 salgınının dünyaya ve özellikle de Türkiye’ye etkileri, gelecekteki yeni dünya düzeni hakkında bilgiler verdi
24. Dönem İstanbul Milletvekili Sakaryalı Faik Tunay konuşmasında şunları dile getirdi:
“Yaklaşık 2 aydır tüm dünya evlerine kapanmış ve dünyada ticaret adeta durmuş durumda. Geçen seneki dünya sağlık örgütünün verilerine göre normal gripten toplamda 650 bin kişi hayatını kaybetmiş. Koronavirüs salgını nedeniyle ise 4 ayda tüm dünyada 218 bin kişi hayatını kaybetti. IMF’nin yayınladığı rapora göre hayat yakın bir zamanda normale dönerse bile dünya ticaretinin kaybı 9 trilyon dolar olacağı öngörülüyor. Koronavirüs’ün 3 aylık süreçte küresel ekonomiye verdiği zarar budur. Eğer korona Çin’de değil de daha başka bir yerde çıksaydı sonuçları belki de daha farklı olabilirdi. Çin bilindiği gibi dünyanın fabrikası konumunda bir ülkedir. Tüm dünya olarak sağlığımızı korumanın derdinde olduğumuz için ekonomik etkileri çok iyi analiz eden kuruluş şu anda maalesef yok.
2018 yılında Çinli vatandaşlar 150 milyon kere yurtdışına çıkmışlar ve otel, konaklama gibi giderlere tam 280 milyar dolar harcamışlar. Eğer Çinliler Koronavirüs nedeniyle hiç yurtdışına çıkmasaydı bile küresel ekonomide otomatik olarak 280 miyar dolar kayıp olacağı ön görülmekteydi.
Amerika ve İngiltere’nin Çine karşı bir tazminat davası hazırlığı olduğu, Çin’in yanlış rakamlar vererek, dünyayı bilgilendirmeyerek suç işlediği söyleniyor. Fransa Cumhurbaşkanı, Avrupa Birliği’nin Fransa’ yı bu süreçte yalnız bıraktığını belirterek Avrupa Birliğinden ayrılmayı düşündüklerini belirtiyor.
Bu süreç ve sonrası için Türkiye’nin önünde iki seçenek var. Teknolojik üretim ve tarım. Salgın sürecinden sonra teknolojide dönüşümler bir şekilde gerçekleşecek. Türkiye, son yıllarda savunma sanayiinde çok ciddi adımlarda bulundu. Ancak katma değerli ürünler ihracatta ne kadar fazla yer kaplıyorsa o kadar güçlüsünüz dünya ticaretinde de o kadar söz sahibi olduğunuz anlamına gelmektedir.
Ülkemiz için diğer bir seçenek ise tarım. Tüm dünyada dikey tarım gün geçtikçe daha da önemli olmaya başladı. Virüs salgını sonrasında devletlerin bir süre içe kapanacağı ve dikey tarıma da ciddi yatırımların yapılacağı tahmin ediliyor.
Yapılan bir araştırmada insanların salgın sürecinden sonra tüketim alışkanlıklarının değişeceği de belirtilmektedir. İnsanların çoğunun Koronavirüs sürecinden sonra artık daha fazla tüketim yapmayacağını ve tutumlu olacakları belirtiliyor. Yakın zamanda Çin’i sıkıştıracak birçok ülke olacak, birçok şirket üretim tesisini Çin’den taşımak isteyecek ve bu süreçte en avantajlı ülke, konumu neticesiyle Türkiye olacaktır. Doğru politikalar uygulanırsa bu üretim kayması ülkemize fayda sağlayacaktır. Koronavirüs sürecinden sonra bizleri bir enkaz bekliyor. Öz kaynakları fazla olan ülkeler ayakta duracak. Öz kaynakları kısıtlı olan ülkelerin ise sıkıntı çekeceği öngörülmektedir.” ifadelerini kullandı.
COVİD -19 POST-PANDEMİ TOPLUMSAL VE EKONOMİK PROJEKSİYONU
Faik Tunay’ın sunumunun ardından konuşan SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ ise Faik Tunay’a verdiği değerli bilgilerden dolayı teşekkür ederek “Faik Bey’in verdiği bilgilerin ve öngörülerin altına imzamı atarım” ifadelerini kullandı.
Başkan Altuğ SATSO tarafından hazırlanarak raporlanan Covid -19 Post-Pandemi Toplumsal ve Ekonomik Projeksiyonu ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi.
Başkan Altuğ süreç sonrası ile ilgili toplumsal, ekonomik ve sosyal hayata dair öngörülere değinerek şunları dile getirdi:
“Dünyanın karşı karşıya kaldığı Covid-19 Pandemisi tüm toplumlarda sosyolojik ve ekonomik değişimleri mecburi kılmış ve toplumların düzeninin değiştirmiştir ya da halihazırda olan değişimin hızını arttırmıştır.
Bu süreçte insanlık tüm Dünya’yı yönlendirebilecek bir liderliğin olmadığını gördü. Pandemi sonrası süreçle ilgili en kritik noktalardan biri insanların biyometrik verilerinin hükümetler tarafından toplanması ve şeffaf olmayan bir şekilde kullanılması riski olarak karşımıza çıkıyor. Bu verilerin sağlık amacı dışında kullanılması durumunda totaliter rejimleri ortaya çıkacağı ve güç kazanacağı riski öngörülmekte.
Özellikle 5G teknolojisiyle web 3.0’ın gerçekleşmesi sağlanacak veri aktarım hızındaki artışlar şimdiye kadar kullandığımız internet deneyiminin çok daha farklı ve gelişmiş şekillerde kullanmamızı sağlayabilir. Sosyal medya değişecek, giyilebilir teknolojilerin önemi artacak, uzaktan ameliyatlar daha mümkün hale gelecek ve hologramik görüşme gibi teknolojiler görüntülü görüşmenin yerini alacak.
Ekonomik Öngörüler
Ulaşım, turizm ve hizmet sektörleri bu süreçten en çok etkilenecek sektörlerin başında gelmektedir. Tarım ve gıda güvenliği gittikçe daha fazla önemli hale gelecektir. Sağlık alanında daha güçlü altyapılar ve daha nitelikli beyinlere ihtiyaç olacaktır. Bazı sektörlerde en önemli yapısal değişim elektronik sistemle uzaktan çalışma olacak ve fiziki yüz yüze ofis ortamı yerini evden bilgisayar ortamında çalışmaya bırakacaktır. Para ve kredi 16. yüzyıldan beri kurumsallaştırıp geliştirdiği banka ve finans sistemi yerini tamamen olmasa da önemli bir oranda dijital bir sisteme bırakacaktır. Bu dönemde üretimde ve ticarette uluslararası iş birliklerini artırmak önem kazanmaktadır.
Petrol fiyatlarındaki düşüş önemli bir darboğazda olan firmaların maliyetlerinin düşmesini sağlayacaktır.
Covid-19 salgınının yol açtığı yapısal dönüşüm ve tüketici davranışlarındaki değişiklikler bazı sektörlerde geçici etkilere yol açacakken bazı sektörlerin topyekûn değişmesine sebep olacaktır. Sürecin kaybeden sektörleri toplumsal etkileşimin fiziksel olarak yüksek olduğu turizm ve ulaşım sektörleri iken bilişim teknolojileri temelli sektörler yerlerini sağlamlaştırmış olacaktır.
Tüm dünya ekonomisinde küçülme tahminlerinin yapıldığı bir dünyada Türkiye’nin bu süreçten olumsuz etkilenmemesini beklemek doğru olmaz. Fakat orta vadede bu olumsuzluklar fırsata çevrilebilmesi için hükümet yeni düzenlemeler yapmalıdır.
Tüm dünya artık Türkiye’de üretilen ürünlerin kalitesini yakından tanıyor. Avrupa ve Afrika pazarlarına, Amerika pazarını da bu dönemde ekleyebilmek ihracatçılarımız için çok mühim bir kazanım olacaktır.
Sosyal Hayat
Eğitim ve araştırma sektöründeki en önemli yapısal değişim elektronik sistemle uzaktan eğitimin giderek önemi artacak ve fiziki yüz yüze eğitim ve araştırma yerine evden bilgisayar ortamına bırakacaktır.
Daha paylaşımcı, herkesi kuşatıcı, dayanışmacı ve daha dengeli “sürdürülebilir bir kalkınma” modeli ortaya çıkacaktır.
İnsanların tüketim önceliklerinin ve dünyaya bakışlarının sorgulanması sonucu finanstan çevreye, konuttan eğitime, sağlıktan güvenliğe ve siyasi hayattan inanç sistemlerine kadar eleştiri ve değişim süreçleri kaçınılmaz olarak gelecek nesilleri etkileyecektir.
İnsanların hayat boyu aynı mesleği yapması ya da aldıkları ortalama 16 yıllık eğitim ile 40 yıl boyunca çalışmaları mümkün görülmemektedir. Bunun yerine sürekli eğitim ve disiplinler arası öğrenme önem kazanacak, bir insan ömründe birden fazla uzmanlık ile çalışması gerekecektir.
Vasıfsız işçilerin yerini alacak otomasyon sistemleri sosyal yapıyı etkileyecek bir vasıfsız işsiz sınıfı oluşmasına neden olacak, refah seviyesi yüksek devletler bu işsiz sınıfına sosyal haklar tanıyarak bakabilecekken gelişmekte olan ülkelerde ciddi sosyal çatışmalar yaşanabilecektir.
Haber Tarihi : 3/5/2020