COVİD-19'a Karşı Güvenli Firmalar Belgelerini Aldı

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde “TSE COVİD-19 Güvenli Üretim, Güvenli Hizmet, Güvenli Turizm Belgesi ve Okulum Temiz” belgesi takdim töreni gerçekleştirildi.

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsüne yönelik firmaların tedbirlerini eksiksiz aldıklarını tescillemek amacıyla TC. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde Türk Standardları Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen denetimlerde Sakarya’dan 25 firma, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ve Sakarya Ticaret Borsası olmak üzere toplam 27 kurum ve kuruluş; “TSE COVİD-19 Güvenli Üretim, Güvenli Hizmet, Güvenli Turizm Belgesi ve Okulum Temiz” belgesini almaya hak kazandı.

Katılanlar

SATSO Ali Coşkun Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen belge takdim töreni, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ ve Meclis Başkanı Talip Kuriş ev sahipliğinde, Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Adem Sarı, SATSO Yönetim Kurulu Üyeleri, il müdürleri belgeyi almaya hak kazanan firma temsilcileri ve SATSO Meclis Üyeleri iştirak ettiler.

“COVİD Sürecinde Zayıf yönlerimizi güçlendirmeliyiz”

Törenin açılış konuşmasını yapan Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, COVİD-19 salgınının ülkemizde görüldüğü ilk günden bu zamana kadar SATSO’nun üyelerinin ve halkın güvenliğini önceleyen faaliyetler yürüttüğüne vurgu yaparak şu ifadeleri dile getirdi;

“Ülkemizde ilk vakanın görüldüğü mart ayı itibariyle salgının yayılmasının önlenmesi, insan sağlığının korunması ve ekonominin diri tutulması için ülke olarak ciddi bir mücadele veriyoruz. Bu süreçte, öncelikle insanımızı ve firmalarımızı, yaşatmamız gerektiğinin altını hep çizdik. Toplum sağlığının her şeyden önce geldiğini yaşayarak tecrübe ettik. Sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere, tüm riskleri göze alıp canla başla çalışan herkese minnettarız.

Biz de Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası olarak salgının ilk gününden itibaren üyelerimizin, personelimiz ve halkın güvenliğini önceleyen faaliyetler yürütürken; aynı zamanda üretim zincirinin devamlılığı, ekonominin süreci en az hasarla atlatabilmesi ve sektörlerin ayakta kalmasına yönelik çalışmalarımızı da aralıksız sürdürdük.

Yeni normale kanalize olmaya çalıştığımız bu süreçte de üyelerimize gereken desteği verirken; firmalarımızın yeni sürece adaptasyonları konusunda eğitim faaliyetleri, bilgilendirme etkinlikleri ile kılavuzluk etmeye gayret ediyoruz.

Biliyoruz ki; bu pandemi, tüm dünyada ülkeler ve şirketler nezdinde zayıf olan halkanın ortaya çıkmasına da vesile olan bir durum. Şimdi herkes zayıf yanlarını güçlendirmek, güçlü yanlarını sürdürülebilir hale getirmek için çalışmalı.

Bu doğrultuda bugün Sakarya Ticaret ve Sanayi Odamızın ve Ticaret Borsamızın da araların da bulunduğu kurum ve kuruluşlar daha önce tecrübe edilmemiş bu süreci doğru yönetme ve eksiklerini görerek tamamlama gayreti ile bir adım öndeler. Gösterdikleri hassasiyet ve gayretleri için her bir firmamıza teşekkür ediyor, Covid-19 ile ilgili başarılı süreç yönetimleri için de tebrik ediyorum. Katkıları, önderlikleri ve desteklerinden dolayı Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcımız Hasan Büyükdede şahsında Bakanlığımıza ve TSE Başkanlığımıza teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı.

“Belgelendirme Faaliyetleri sektörlerden yoğun ilgi gördü”

Törende konuşan Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin ise yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “İnsanlığı tehdit eden salgın döneminde ekonomimizin çarklarının dönmesi hem birey, hem de yöneticisi olduğum TSE açısından son derece önem arz etmektedir. Ekonomik faaliyetlerdeki azalma, turizm sektöründeki haraketlilik; somut, dinamik farklı bir dizi önlemleri almayı ve bunları hayata geçirmeyi zorunlu kıldı.

Bu dönemde Enstitü olarak “ne yapabiliriz” sorusuna cevap aradık. Ardından üretimin tüm alanlarında faaliyet gösteren aktörlerle istişareler yaptık. Enstitümüz, bu süreçte tüm kaynak ve imkanlarını COVID-19 ile mücadelede seferber etti. Öncelikle ilgili standartların tamamını sanayicimizin erişimine açtık. Cerrahi maskelerin yerine kullanılan yıkanabilir bez maskelerin standartları ile ilgili bir çalışma yaptık. TSE K 599 Standardını belirleyerek ilgili taraflara sunduk. Böylece kullanımından imhasına kadar her türlü kriterini belirlediğimiz yıkanabilir bez maskeler cerrahi maskelerin alternatifi konumuna geldi.

TSE’miz, milli bir kurum olmanın sorumluluğunu esas alarak COVID-19- Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu ile güvenli üretim belgelendirme programını hazırladı. Bu program; Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulları, enfeksiyon kontrol komiteleri vb. ulusal otoritelerin görüş ve önerileri çerçevesinde oluşturuldu. Bu belgelendirme programının bazı temel yaklaşımları bulunuyor. Öncelik; başta çalışanlar olmak üzere tedarikçiler, müşteriler, tüketiciler gibi ilgili tüm tarafların sağlığını koruma altına almaktır. Ayrıca kontrollerin kesintisiz olarak sürdürülmesini sağlamaktır. Kuruluşların faaliyet alanları, uymak zorunda olduğu yasal şartlar, operasyonel farklılıklar, teknik altyapı, çalışanların eğitim durumu, farkındalıkları, kurum kültürü, tedarikçilerinden dolayı belgelendirme programı bazı hususlarda çeşitlilik göstermektedir.

Belgelendirme faaliyeti hizmet sektörlerinde de ses getirdi. Karşılaştığımız yoğun ilgi üzerine hazırladığımız programa hizmet alanlarını ekledik. Böylece hizmet sektörümüz için “TSE COVID-19 Güvenli Hizmet” programını hazırlayarak, “Güvenli Hizmet” belgelendirmesini başlattık.
Enstitü olarak ayrıca turizm belgelendirme çalışmalarında görev aldık. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği protokolü imzalayarak “Okulum Temiz” belgelendirmesini başlattık.

Biraz önce bahsettiğim güvenilir ve hijyenik üretim standartlarına uygunluğun belgelendirilmesi için Enstitümüze başvuran firmalarımızı belgelendirme programlarımıza göre denetledik. Denetimlerimiz sonucunda süreçlerini programlarımıza göre yürüten; Sakarya Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı olan firmalarımızı güvenli üretim, güvenli hizmet, okulum temiz ve güvenli turizm belgesi ile belgelendirdik. Belgelerimiz kuruluşlarımıza hayırlı uğurlu olsun.”

“Tedbirlerle salgını şehrimizden uzak tutmaya gayret ediyoruz”

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce ise; “Bizler ülkemizin, şehrimizin yöneticileri olarak, 7’den 70’e herkesi etkileyen bu virüsü en az kayıpla atlatmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz, önlemlerimizi alıyoruz.  72 milletin bir arada yaşadığı, kozmopolit bir şehir olan Sakarya’mız, tarım, sanayi, turizm gibi pek çok farklı zenginliğe ev sahipliği yapıyor. Bizlere düşen görev; şehrimizde var olan bu zenginliği, tüm paydaşlarımızla birlikte belirlediğimiz yol haritası doğrultusunda ve imkânlarımız ölçüsünde tüm dünyaya duyurmak ve buna uygun projeler üretmektir. Pandemi süreci boyunca hemşerilerimizle, esnafımızla, STK’larla, özel sektör temsilcilerimizle bağlantımızı koparmadık. Salgına karşı alınan tüm tedbirlerde tam bir uyum içinde çalıştık. Sonuçlarını hep birlikte teşhis ediyoruz.

Birçok şehirde salgın yeniden yayılmaya başladı. Biz aldığımız tedbirler neticesinde tüm dünyayı etkileyen bu tehlikeyi azami düzeyde şehrimizden uzak tutmaya gayret ediyoruz. Bu gün bu tedbirlere bir yenisi daha eklendi. Şehrimizde ki 25 firma ile Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ve Sakarya Ticaret Borsası “TSE COVİD-19 Güvenli Üretim, Güvenli Hizmet, Güvenli Turizm Belgesi ve Okulum Temiz” belgesini almaya hak kazandı. Bu belgeyi almaya hak kazananları gösterdikleri hassasiyetten ötürü tebrik ediyor, şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede;

“Sakarya üzerine titrememiz gereken bir şehir”

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede Sakarya’nın ülke ekonomisindeki yeri ve önemine değinerek şunları dile getirdi: “Sakarya'yı Bakanlık olarak çok önem arz ediyor olarak görüyoruz. İlin erkleriyle sürekli iletişim halindeyiz. Sakarya'ya ayrı bir önem veriyoruz. Burası Türkiye'nin kavşak noktası olarak görülüyor bu şehir. Zaten Marmara Bölgesi ekonominin döndüğü halkadır. Bu şehir de Türkiye endüstrisini sırtında taşıyor. Bazı şehirler var ki ekonomiyi sırtında taşıyan şehirleri. Sakarya'da böyle bir bölgede yer alıyor. Sakarya’nın sanayi alanlarının toplam alana oranı yüzde 1 bile değil.  En büyük sıkıntısı sanayi alanları üretemiyoruz. Ülkemizin yüzde 0,35’i sanayi alanıdır. Bu diğer Avrupa ülkelerinde yüzde 5’lerin altında inmiyor. Sakarya aynı zamanda Tüvasaş ve Euroterm ile demiryolu endüstrisinin merkezi konumundadır. Milli tren üretimi gerçekleşecek. Toyota gibi çok büyük bir sanayi devine sahip ve şehir elektrikli hibrit otomotivde de merkez konumunda. Tarım konusunda da çok güçlü bir potansiyele sahip. Sanayi ile tarım arasındaki dengeleri de bu şehirde iyi bir şekilde tutturmamız lazımdır. Sakarya’ya bir görev daha düştü: Sakarya Gaz Sahası hayırlı olsun. Sakarya Gaz Sahası, Sakarya’yı büyük yeni bir merkez yapacak altyapı burada kurulmalı. 150 km lik bir uzaklıkta en uygun yer Karasu’da. Enerji Bakanlığımız en iyi seçimi yapacaktır. Biz bakanlık olarak Sakarya’yı bu gözle görüyoruz. Bu vesile ile büyük bir değişim geçirmeye hazırlanan bir şehir olarak üzerine titrememiz gereken çok müstesna bir şehirdir Sakarya.”

Bakan Yardımcısı Hasandede, konuşmasının devamında COVİD-19 sürecinde yapılan çalışmalar  hakkında bilgi vererek “Dünyayı etkisi altına alan yeni tip Koronavirüs (COVID-19) salgını henüz Türkiye’ye sıçramamışken Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hükümetimiz tarafından gereken tedbirler alındı. Her türlü talep ve öneri titizlikle incelendi. Güçlü sağlık sistemimiz ve gecesini gündüzüne katan sağlık personelimiz sayesinde Türkiye, bu küresel şokta en başarılı sınav veren ülkelerden biri oldu.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz de salgın döneminde attığımız adımlarda önceliğimiz her zaman emekçiler oldu. Reel sektördeki paydaşlarımızla yakın iş birliği yaptık. Üretimde devamlılığı sağlayacak uygulamaları hayata geçirdik. Bunları yaparken çalışanların sağlığı kırmızı çizgimiz oldu.

Kuruluşlarımızın salgın sürecini en az zararla savuşturabilmesi için de Enstitümüz kendisine görev addetti. Bilgilendirmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla Covid -19’a yönelik çalışma yürüttü. Çalışanları, ziyaretçileri, tedarikçileri, bakım personelini korumak için hijyen uygulamaları ile kontrol tavsiyelerini içeren Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu’nu hazırladı. Sanayi işletmelerimizle başladığımız kılavuz ve belgelendirme çalışmalarımızı hizmet sektörümüz, okullarımız ve turizm sektörüne de yaydık.

COVID-19 hijyen, enfeksiyon önleme ve kontrol belgelendirme programının en önemli özelliklerinden birisi esnek bakış açısına sahip olmasıdır.  Belgelendirme programımız; kamu kurum ve kuruluşları, STK’lar, karayolu, demiryolu ile deniz yolu taşımacılığında da uygulanabilir

Kılavuzlarımız, kuruluşlara salgınla mücadele ederken sadece yol göstermekle kalmadı. Aynı zamanda salgın sonrası dönemin ihtiyacı olan, kuruluşların güvenilir ve hijyenik üretim standartlarına uygunluğunun belgelendirilmesini de sağladı. Kuruluşları buna göre denetledik, kılavuzda yer verdiğimiz standartlara sağlayıp sağlamadığına baktık.

Denetimi geçen kuruluşlarımızı, işletmelerimizi, okullarımızı ve turizm tesislerimizi; Güvenli Üretim, Güvenli Hizmet, Okulum Temiz ve Güvenli Turizm Belgesi ile belgelendirdik. Sektörlerden ve vatandaşlarımızdan ilgi gören belgelendirme programları çerçevesinde 627 kuruluşumuzu güvenli üretim, 86 kuruluşumuzu güvenli hizmet, 29 okulumuzu da okulum temiz belgesi ile belgelendirdik. Enstitümüze belgelendirme ile ilgili her geçen gün müracaat sayıları katlanarak artmaya devam etmektedir. Yapılan bu belgelendirmeler her türlü işletmemize önemli avantajlar sağladı. Üretimi, hizmeti, eğitimi güvenli koşullarda gerçekleştiren kuruluşlarımızın pazar payını artırdığına yönelik güzel geri dönüşler almaktayız.

Artık uluslararası ticarette bu tip belgelendirmeler daha fazla ön plana çıktı/çıkmaya da devam edecek. Yabancı müşteriler, muhatap olduğu firmaların hijyen şartlarını sağlayıp sağlamadığına daha fazla önem vermeye başladılar. Belgelendirme faaliyetlerimize Ülkemizin yanı sıra yurt dışından da yoğun bir ilgi ve talep oldu. Çok sayıda ülkenin belgelendirme programlarımızı incelemek için başvuru yaptığına yönelik haberler almaktayız.” ifadelerini kullandı

“Post COVİD dönemine hazırlanmalıyız”s

Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım ise “Sakarya gerçekten potansiyeli son derece yüksek bir şehir. Özellikle Allah’ın bahşettiği gerçekten dünyada çok az şehirde olan hem tarımda hem turizmde hem de gelişmiş sanayi altyapısıyla ve potansiyeliyle sanayide gerçekten dünyada söz sahibi olabilecek bir şehir.

Dünyada artık bunu çok kullanıyoruz, şehirlerin rekabeti var. Global bir dünyada yaşıyoruz ama dünya aynı zamanda glokal bir şehir, glokal bir mekan yani globalizasyon kadar glokalizasyon da önemli bir kavram haline geldi.Bu da şu anlama geliyor globalleşme içinde yerelleşme, yerel değerlerin, yerel üretimin ön plana çıktığı bir süreci yaşıyoruz. Tabi bunun da en önemli aktörleri şehirler olacak, oluyor. Yoğun bir rekabet döneminde yaşıyoruz. Özellikle salgın dünyada birçok şeyi yeniden şekillendiriyor, sistemleri, üretim modellerini, talepleri, trendleri yeniden şekillendiren bir süreç, yani dünya yeniden kodlanıyor, yeniden yazılıyor, bunu Sayın Cumhurbaşkanımız da sıkça ifade ediyor.

Tabi bu ciddi bir sıkıntı hem ülkeler için hem şehirler için hem sektörler için hem de dünya için ama aynı zamanda ciddi fırsat sunan, bunu iyi değerlendiren, iyi okuyan, özellikle COVID sonrasını iyi değerlendiren ülkeler, şehirler, sektörler ve bunlar için de bir fırsat sunduğu da ortada. Zira birçok sektörün de aslında bunu fırsata dönüştürdüğünü, bundan kar elde ettiğini başarılı çıktığını görüyoruz.

COVID aynı zamanda ülkeleri test ediyor, toplumları test ediyor, sistemleri test ediyor ve hangi ülkelerin ayakta kalacağını, hangi şehirlerin ayakta kalacağını, hangisinin başarılı olacağını gelecekte büyük aktör olacağını, ön olacağını da ortaya koyuyor. Sayın Bakanımız ifade etti, çok şükür ülkemiz baştan beri çok büyük bir sınav veriyor, çok başarılı bir sınav veriyor ve dünyaya örnek uygulamalar ortaya koyuyor. Bunu sadece üretim açısından, yerli üretim açısından, milli üretim açısından söylemiyorum sağlık sistemimiz açısından söylemiyorum dünyada medeniyet üretmiş bir ecdadın torunları olarak söylüyorum insanlık açısından da dünya test edilirken Türkiye çok büyük bir sınav veriyor ve dünyaya insanlık götürüyor yani gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere kadar el uzatıyor, yardım elini götürüyor ve yaşadığımız bu kapitalist dünyada aslında farklı ses-soluğun olduğunu da dünyaya göstermiş oluyor, yeni bir medeniyet inşa etmiş oluyor bu süreçte.

Tabi bizim bu COVID, post COVID sonrasında şehrimizi iyi konumlandırmamız lazım. Dünyada artık akıllı şehirler yarışıyor, yeni nesil alanları iyi kavrayan şehirler başarılı oluyor, ön plana çıkıyor. Varlıklarını iyi yöneten, varlıklarını iyi analiz eden ve aynı zamanda dünya pazarlarını iyi analiz eden, yeni trendleri, yeni gelişmeleri bütün alanları da, bütün sektörlerde iyi analiz eden şehirler başarılı oluyor.

Dolayısıyla biz stratejilerimizi, hedeflerimizi, vizyonumuzu global ölçekte iyi korursak buradan global bir şehir çıkacaktır, çıkma potansiyeli vardır ve üretim noktasında da gerek sanayi üretimi yeni nesil alanlarda özellikle gerek turizm sektörü, gerek çok kilit bir sektör haline gelen gıda sektörü ve sağlık sektörü gibi alanlarda şehrimiz önemli bir cazibe merkezi ve üretim merkezi haline gelecektir. Var olan altyapısı üzerine ve var olan temelinin üzerine koyarak İnşallah bunu başaracaktır. Günümüzde en önemli konu üretim, üretim ve üretimdir. Yani özel sektörün önünü açmak, üretim yapmasını sağlamak, onu akıllandırmak, katma değerli hale getirmek tüm sektörlerde çok önemlidir.

Ritüeller değişiyor, hizmet sektöründe değişiyor, sağlık sektöründe değişiyor, talepler değişiyor, üretim modelleri değişiyor. Turizm sektöründe de sıkça dile getirdiğimiz üzere, insanların artık sahillerden, kalabalık mekanlardan uzaklaştıklarını görüyoruz. Şuan dünyada bir numara bireysel dediğimiz solo turizm şeklidir. Bu tarzın talep ettiği şeyler de; özgün değerler, yöresel değerler, gastronomi, tabiat ve doğa, yani izole alanlardır. Biz bu süreci iyi ve doğru okursak, hem ülke olarak hem de şehir olarak başarılı olur ve karlı çıkarız. Hem tarım sektörünü koruyarak hem turizmi ve hizmet sektörünü hem de sanayi alanında kirletmeden yeni nesil sektörleri, alanları iyi yakalayarak, bu harmoniyi, bu uyumu sağlayabilirsek, bundan da başarılı çıkarız.

Şehrimizde güzel bir uyum var, ortak akıl var, yönetişim var, fikir sorma var ve çok güzel de bir vizyon çalışması var o açıdan hem Büyükşehir Belediye Başkanımıza hem Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımıza hem şehrin bütün aktörlerine teşekkürlerimi sunuyorum, bu programın Sayın Bakanımız ifade ettiler 13 OSB İnşallah onun da müjdesi olmasını temenni ediyorum en kısa zamanda 13’üncü OSB’ye de ulaşırız zira bu şehirde bu potansiyel fazlasıyla var.” şeklinde konuştu

Konuşmaların ardından TSE COVİD-19 Güvenli Üretim, Güvenli Hizmet, Güvenli Turizm Belgesi ve Okulum Temiz” belgesi almaya hak kazanan firmalara belgeleri takdim edildi.