Başkan Altuğ; “Depreme hazırlık konusunu akıllara çivi gibi çakmalıyız”

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyeleri, Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısında Kahramanmaraş ile Hatay merkezli depremler ve Sakarya’nın depreme hazırlığı konusunda görüşlerini dile getirdiler.

SATSO Meclis Başkanı Erdem Ercan Başkanlığında Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyelerinin katılımı ile gerçekleştirilen Şubat ayı olağan meclis toplantısında acı yıkımlara sebep olan depremin sonuçları, deprem ve diğer afetlere hazırlık konusunda Sakarya’nın durumu, kentsel dönüşüm, tarım arazileri ve hasarlı yapı stoğu gibi konular başta olmak üzere gündeme ve sektörlere ilişkin açıklamalarda bulunarak görüşlerini bildirdiler.

Yönetim Kurulunun aylık faaliyetleri gündem maddesinde kürsüye gelen;

22. Meslek Komitesi (Otomotiv ve Yan Sanayi) Meclis Üyesi Bülent Yazar, “Deprem olduktan bir süre sonra neler yapabiliriz diye çalışmalar yaptık. Sakarya olarak bu acıyı daha önce yaşadık ve hangi ihtiyaçların sırasıyla gerektiği konusunda tecrübeye sahiptik. Barınma sorunu ile ilgili bir çalışmaya kendimizi verdik. Öncelikle 30 adet küçük, 18 adet de büyük katlanılabilir konteyneri bir tur ile gönderdik. İhtiyaçlar için de monte ve kolay montelenir koltuklar tasarladık ve bunları yaparken Odamızın birçok üyesinden destek aldık. 5 dakikada hazır hale gelebilen konteyner ve kolayca kurulabilen çadır tasarımı yaptık. Bunlara inanılmaz sayıda ihtiyaç var. Bunu planlı bir şekilde üretmemiz lazım ve ihtiyaç çok fazla. 3-4 firma bu üretimlere katılacağını söyledi ancak yeterli olmayacak. Bu konteynerler bir vinç yardımı ile kolayca açılıyor ve hazır hale gelmesi 5 dk sürüyor. Her türlü içinde ihtiyaçları karşılayacak mutfak, banyo vb. var ve bunlar da demonte şekilde gidebiliyor. Teknik olarak her şey tamam ancak bunları üretecek firmalarımıza ihtiyaç var. İhtiyaçlara göre geliştirilebilir bir inovatif ürün. Maliyetlerini Oldukça uygun hale getirdik. Bunlar sadece bugünlerde değil her zaman üretilip kenarda durması gereken, afet halinde kullanılabilecek bir ürünlerdir. Tasarladığımız çadırımızın içinde de 5 kişilik bir aile rahatlıkla kalabilir. Bu çadırları günde bin adet üretebiliriz. Polikarbon malzeme ve profillerden oluşuyor. Bu çadırdan bir tır ile yüzlercesi gönderilebilir. Nerede ne kadar ihtiyaç var toplayıp birlikte üretebilirsek çok depremzedemize yardımcı olabiliriz.” dedi.

Gündem maddelerinin görüşüldüğü toplantının devamında 31. Meslek Komitesi tarafından sunulan Cep Telefonu Tamir İşi Azami Fiyat Tarifesi Teklifi ile 19. Meslek Komitesi tarafından sunulan Sakarya İli Evden Eve Eşya Taşıma Tarifesi Teklifi görüşüldü ve meclis üyelerinin oylarına sunuldu. Oylama sonucunda teklifler Valiliğe gönderilmek üzere kabul edildi.

Meslek Komitelerinin Sorunlarının Görüşülmesi ile Dilek ve Temenniler gündem maddelerinde kürsüye gelen;

29. Meslek Komitesi (Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri) Meclis Üyesi Kenan Taçyıldız; “1999 depremi döneminde Büyükşehirde belediye meclis üyesiydim. Aziz Duran Başkanımız öncülüğünde çadırda meclis toplantısı yapmıştık ve kendisi Çark Caddesini sağlı sollu genişleteceğini söylemişti. Aradan zaman geçti “Gerçekten bunu yapacak mısınız?” diye sordum. Sonraki toplantıda fikirler değişti ve gücünün yetmediğini söyledi ve o binalar hala bekliyor. İlimiz için büyük bir tehlike var ve bunu diri tutmalıyız. İnşaatçılar da bunu gündemde tutmalı. Tarlalarımız birinci sınıf binalarla doldu, gelecekte suçlusu kim olacak?  Tarım arazileri yapılaşmaya feda edilmesin.

Odamız bu depremde yardımlaşma adına çok güzel çalışmalar yaptı. Biz de özel okullar olarak derneğimizde bir toplantı yaptık ve 5 dernek olarak o bölgeden gelen öğrencilerimizin tamamını ücretsiz okutma kararı aldık. Kanunda özel okulların yüzde 3 kontenjanının ihtiyacı olanlara ayrılması maddesi var. Biz bu kararı aldıktan sonra Milli Eğitim Bakanımız çıktı yüzde 3’ü yüzde 10 yapıldı.  Gönüllü yaptığımız bir şeye neden gölge düşürülüyor? Bir teşekkür edilmeliydi. 

Son zamlardan sonra özel okullara sitem var. Deprem sonrası tüm okullar kapatıldı; neden okullar ve yurtlar ve üniversiteler kapatılır? Bizler eğitimciler olarak elimizden geleni fazlasıyla yapardık yeter ki okullar kapatılmasaydı. Bugün yapılan yanlışların çoğu eğitimsizliktendir.

2021 başında asgari ücret 2850 TL idi ancak özel okullara 2021 Eylül ile 2022 eylül arasında yüzde 24.71 artış hakkı verildi. Bizler çalışanlarımıza asgari ücretten fazla veriyoruz ancak asgari ücret verdiğimizi sayarsak bile yüzde 24 olan gelir artışı döneminde sadece personel gideri artışımız yüzde 80 oldu. Diğer işverenler ücretleri belirledi ancak bizler serbest piyasa olsak da sınırlandırıldık. Son zam hakkı 2022 Eylül 2023 eylül arası ve nereye gittiğimizi bilmiyoruz. %65 artışlar hiçbir okulun yaşam şansı yok. Velilerimizle bizleri karşı karşıya getirdiler.” dedi.

18. Meslek Komitesi (Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri) Meclis Üyesi Bora İshakoğlu; “SATSO ve ülke olarak ciddi bir dayanışma gösterdik. Birlik ruhumuz kaybolmasın. Zihniyet ve fikir devrimi yapmamız gerekiyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’ndan deprem sonrası açıklamalar geldi ve bizleri bir nebze olsun bu kötü günde memnun etti. Depremden sonra ciddi şekilde bilim insanları ile oturup konuşulmuş ve plan yapılmış. Bizler bunu çok önceden zaten söylüyorduk. Bakan’ın söylediği her şey Sakarya için de uygulanmalıdır. Sakarya’da 300 bin insan büyük tehlikede. Beni arayanlar ben ne yapacağım diye soruyor ve cevap veremiyorum. İnsanların durumu yok, evlerini dönüşüme sokamıyor. İmar barışının kaldırılması gerekiyor dedik, sürekli denetimi hatırlattık. Bu işe öncülük etmemiz gerekiyor. Sakarya olarak örnek olmamız ve acil karar alınması gerekiyor. Herkesin sorumluluğu var bu işte.  Depreme hazırlık konusunda yapacak çok şeyimiz var.

Üzerinde yaşadığımız kara parçasını tanımadan ne kadar önlem alsak boşa çabadır, bilime aykırıdır. Önce üzerinde yaşadığımız toprağı tanımalıyız. Deprem öldürmez. İnsanları öldüren Plansız, bilime aykırı hareket etmek, kalitesiz ve kurallara uygun olmayan binalar yapmaktır. Deprem dirençli kentler üretmek zorundayız.

-        Fay kanunu acil olarak çıkmalı, Fayın geçtiği yerler ve yakın etki alanları imara kapatılarak buraları park alanına dönüştürmeliyiz.

-        AFAD ın yaptığı gibi makro ölçekli değil, mikro ölçekte deprem ivmelerinin tespiti için bilimsel çalışmalar yapılmalı. Yeni yapılacak binalar bu ivmelere göre tasarlanmalı.

-        Zemini kötü olan yerlere zemin iyileştirmesi yapmadan kesinlikle bina yapılmamalı.

-        Kentsel dönüşüm yasası iyileştirilmeli. Kira yardımı ve kredi miktarları artmalı , uzun vade ve sıfır faiz ile kredi verilmeli. Yerinde dönüşüm için bunların yapılması elzemdir.

-        Ya da TOKİ vasıtası ile sağlam zeminde devlet eli ile yeni konutlar deprem olması beklenmeden yapılmalı riskli binalardaki vatandaşlar buralara yerleştirilmeli. Trampa yapılarak Riskli binada oturan mal sahipleri yeni yapılan yerlere geçmeli eski yerlerini devlete bırakmalı. Devlette bu yerleri değerlendirmeli.

-        Binaların gömme derinlikleri gözden geçirilmeli. Mümkünse bodrum yapılması zorunlu tutulmalı. Deprem bölgesindeki binalarda bodrumlu binaların çoğunun ayakta kaldığı tespit edilmiştir.

-        Yapı denetim firmalarının inşaatların denetiminde daha dikkatli olmaları gerekmektedir. Projelerin yerinde uygulanması sağlanmalıdır. Hiçbir şekilde denetim suistimal edilmemeli.

-        Çevre ve şehircilik bakanlığı ve İlgili belediyeler denetimleri daha sıkı tutmak zorundalar.

-        İmar barışı kesinlikle çıkmamalıdır.

-        Kaçakla mücadele belediyelerden alınmalı, valilik veya çevre ve şehircilik bakanlığına verilmeli.

-        Büyükşehir belediyesi riskli yapılarla ilgili şehirde envanter çalışması yapıyor. Bu çalışmanın sonucunun bizimle paylaşılmasını ve bu çalışmaya müdahil olmak istiyoruz.

-        Müteahitlik ve Şantiye şefliği yasası daha profesyonel olacak şekilde revize edilmeli.

-        Deprem tatbikatları arttırılmalı. Tatbikatlara okullar, işyerleri, resmi kurumlar, üniversiteler, …. Gibi tüm vatandaşların katılması sağlanmalı.

-        Deprem ile yaşamayı öğrenmeli, ilkokuldan itibaren çocuklarımız eğitilmeli.

-        Okullar kapanmamalı, kapalı okullar hemen açılmalı. Değişim ancak eğitimle olabilir.

-        İRAP raporlarını siyasiler dikkate almalı, rafa kalkmamalı, toplumun tüm kesimi ile paylaşılmalı. Üniversiteler, Bakanlıklar , Belediyeler, sivil toplum kuruluşları, Mühendisler ve Mimarlar odası ortak hareket etmeli.” Dedi.

31. Meslek Komitesi (Bilişim ve Telekomünikasyon) Meclis Üyesi Necmettin Kırık; “Bizler de bilişim sektörü olarak Odamız öncülüğünde hem de orada bulunan meslektaşlarımızla elimizden gelen desteği yapmaya çalıştık hala da sürdürüyoruz.

Depremden sonra devlet yok vb. diyenleri de kabul etmiyorum. Devlet’e sahip çıkmak gerekiyor. Öğrendik ki çadır vb. barınma işleri AFAD ‘a, beslenme kan ihtiyacı vb. işler de Kızılay’ a devredilmiş. Her yıl çeşitli birçok afet olan bir bölgede yaşıyoruz ve birçok yardım yapılıyor. Ancak AFAD’ın bir bölgede afet yaşandığı zaman oraya ne kadar, nasıl, nereden yardım yapılacağı konusunda önceden görüleceği planların olduğu bir uygulaması yok. Deprem öncesinde Meclis üyemiz Bülent Yazar gibi inovatif demonte ürünleri ya da ihtiyaç ürünlerini ürettirip illere acil durum için dağıtması gerekmiyor mu? Bunun AR-GE’sinin önceden yapılması lazım. Bence burada büyük bir hazırlık eksikliği var.

Diğer bir konu; ben de iş yeri binamı yaparken kanundan yararlanarak müteahhit oldum. Yıkılırsa ben de müteahhit olduğum için ceza alabilirim. Vatandaşın bu kadar kolay müteahhit olabilmesi çok yanlış. Bu imar planının da özellikle küçük belediyelerce bağımsız belirlenmemesi gerekiyor. Bunun merkezi yönetimce yapılması gerekiyor. E-5 kenarını şimdi olmayan Bekirpaşa Belediyesi sanayi imarına açtı şimdi ise ortada yok. Kendi kendimize golü çok güzel yiyoruz. Başımıza ne gelirse kendimizden geliyor. Bunu yapanları ahlaksızlıkla açıklıyoruz. Ancak bunu kurala koyup bir düzene sokarsak insanların ahlaksızlık adı altında yanlış işler yapmasına da engel olmamız gerekiyor. Deprem bölgesinde etkilenen yerli halkı orada tutmak gerekiyor.” Dedi.

4. Meslek Komitesi (Tarım ve Hayvancılık Meslek Grubu) Meclis Üyesi Ahmet Bayrak; “Düzce depreminden sonra burada yine konuşma yapmıştım. Sakarya’nın yakında deprem yaşayacağını söyledim, 99 öncesi yapılan bütün yapıların yıkılacağını söyledim. 1491 yılından beri kırılmamış olan Geyve-Mekece-İznik-Bursa fay hattını okuyoruz ve 600 yıldır kırılmamış bir faydan bahsediyoruz. Yeni olan deprem ile benzer bir fay. Sakarya’yı yerle bir eder. Maraş’taki halkın eksiği belki de 450 yıldır deprem yaşamamış olmasıydı ancak biz yaşadık. Sakarya nehrimiz şehrimizi ikiye bölüyor. Onun sayesinde hayat verilen zengin alüvyonlu topraklar var. Hatay ile birebir yapıya zemine sahibiz.

Dağlara yerleşen insanlar hep felaketlerden uzak kalmışlardır. En çok yıkıma uğrayan şehir Hatay oldu. Allah’ın sadece bitki üretmek için verdiği verimli arazileri bizler yapılaşma için kullandık. Allah ovaları bunun için dağları ise çivi gibi yapılaşmak için yarattı. Tarım arazilerini imara açmaktan vazgeçmemiz gerekiyor. Eskiden yapılan araziler üzerindeki yapıları da dönüştürmemiz gerekiyor. Ne kadar derine inilirse o kadar binalar sağlam oluyor. Geyve’de olacak bir depremin merkez ve diğer ilçelerde ne kadar yıkıma uğrayacağını düşünelim. 2 katı bir yıkım ile karşı karşıya kalabiliriz. 6 Şubat 2023 Türkiye için milat olsun. Bizler atlattık diyelim bu sefer çocuklarımız, torunlarımız yaşayacak. Sakarya’da depremden sonra evet nitelikli binalar yapıldı. Yüzde 80 oranında yapı denetim sektörü işini yaptı. Fakat naylon müteahhitlik ve naylon şantiye şefliği var bu ülkede. Maalesef bu çok yanlış bir uygulama. Kalfaların eline bırakılıyor koskoca binalar. Denetim mekanizmasını kökten değiştirmemiz gerekiyor.

Araçlarımızı nasıl 2 yılda bir muayeneye sokuyorsak bunu binalar için de yapmamız lazım. Yıkılan binalara baktığınız zaman hep aşağısında iş yeri olan binalar öncelikle yıkılmış. İşletme ruhsatı veriliyor ve sonra işletmeci kendi kafasına göre kolonları kesiyor. Ve bu bina yapılırken denetlendikten sonra bir daha bakılmıyor. Periyodik muayene’ nin de binalara uygulanması gerekiyor.” Dedi.

7. Meslek Komitesi (Isıtma, Soğutma ve Mekanik Tesisatçılar) Meclis Üyesi Adem Bilgen; “Yüzyılın felaketi olarak tarihe Geçmiş olan 11 ilimiz etkileyen deprem felaketinin ülkemiz üzerindeki olumsuz etkisinin ne kadar büyük olduğunun farkındayız. Milletimizin yapmış olduğu yardımlar Deprem Bölgemizdeki Vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını gidermiştir. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Bu deprem ile birlikte acı ama gerçek olanı bir şeyi de öğrenmiş olduk: Deprem gerçeğini unutmadan bu anlamda yapmamız gereken çalışmalarımızı hızlandırmalıyız. Depreme hazırlık konusunda ülkemiz genelinde stratejiler geliştirerek hazırlıklar yapmalıyız. AFAD ve Kızılay öncülüğünde acil ihtiyaçların belirlenmesi ve her an bu ihtiyaçların hazır şekilde tutulmasını sağlayacak ortamlar oluşturmalıyız.

Valiliğimiz SATSO ve Sakarya Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere tüm ilçe belediyelerimizin iş birliği ile organize olmalı 1999 depreminde orta hasarlı ve hafif hasarlı olan şu an ayakta duran fakat acilen yıkılması gereken şahıs ve resmi kurum/kuruluş, okullar vb. binalarımızın tespit edilip kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilenmesini sağlamalıyız. Bu alanda atılan adımları yerinde buluyorum ve destekliyorum.

SATSO olarak vizyon sahibi olan şehrimize sahip çıkan kurum ve kuruluşlarımızın bir araya getirerek ilerideki deprem felaketleri ve benzeri felaketlerle ilgili yeni çalışmalar yapmasına ve yeni projeler geliştirilmesine öncülük etmeliyiz bunlar bizim asli görevlerimizdir.

19. Meslek Komitesi (Ulaşım ve Taşımacılık Grubu) Meclis Üyesi Emrah Kadir Atan; “TOBB öncülüğünde iş dünyası olarak deprem bölgesine örnek olacak bir dayanışma içinde yardım gerçekleştirildi, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Depremde yıkıma uğrayan 11 ilimizin GSYİH payı 9.3, tarımsal konuda ise 12.3’lük payı ve desteği var. Orada yaşayan insanlarımızı daha iyi anlıyoruz. Acil ve ivedi bir şekilde devletin yetişemediği yerde millet yetişir. Eksiklerimizi tamamlayarak doğru olanı yapmak adına hepimizin sorumluluğu ve bir vazifesi var. Evet devletin bir programı var. İvedilikle TOBB ve oda/borsaların, dünyasının bulunduğu ilin tüm STK ve yardım kuruluşlarını organize edecek ve beraber şekilde koordineli ilerlemesi önem taşıyor. Çiftçimizden her esnafa kadar bir kuruş bağışlayan kişi bile bilgilendirilip bu yaraların kapanması gerekiyor.

Şehrimizde acil yıkılması gereken 6 bin bina var. Artık öyle bir raddeye geldik ki 6 bin binayı yıkıp anında kimseyi mağdur etmeden yeniden yapıp 81 ile örnek olacak şekilde çalışma yapmalıyız. Devletimizin alacağı kararlar ve koyacağı hukuki yaptırımlar ile imar konusunun belediyelerden alınması. Siyaset malzemesi yapılmadan tüm kurum ve kuruluşların ortak hedefi olarak hayata geçirilmesi, dik durulması gerekiyor. Bunu acilen isteme ve gerçekleştirme gücümüz var. Bizim ne istediğimizi bilen bir anlayışta olmamız gerekiyor. Dik durmamız gerekiyor. Bizler yatırımcıyız ve hangi konuda düzgün ve hızlı ilerleme yolunda neler yapmamız gerektiğini, kimlerle hangi konuda çalışmamız gerektiğini bilen insanlarız.

Bu görüşü ve anlayışı engelleyecek bir kanunu düzenleme gerekiyor. Tek katlı evlerden çıkamayan insanlarımız var. Şartlar ne olursa olsun hizmet anlayışımızda niyetimizi hiç kimseye çaldırmayalım. Kendi evimizi ve bahçemizi acilen temizleyelim. Devletimizin alması gerektiği kararların şahıslara bırakılmadan desteklemeliyiz. 6 bin bina yıkılacaksa bunu destekleyecek bir yolda olmalıyız. Ne istediğimizi bilelim. Biz düzelmeden hiçbir şeyin düzelmeyeceğini bilelim.” Dedi.

15. Meslek Komitesi (Sağlık, Temizlik ve Kozmetik Ürünleri Ticareti) Meclis Üyesi Nihat Nama; “Deprem Bölgesinde 4-5 gün bulundum. Devletimiz de milletimiz de oradaydı ve herkes birdi, beraberdi. Böyle bir felaket önceden görülmediği için organize edilmedi. Ülkemizde 70 şehir, 11 şehre malzeme gönderdi. Orada bu yardımları organize edecek kurum kuruluş olmadığı için bu sıkıntı yaşandı. Buradan 4 eczacı ve Yönetim Kurulu Üyemiz Semih Çokay ile bölgeye gittik. Orada güzel bir organizasyon yaptık ve bir sahra eczanesi kurduk. Bu durumlarda işin ehli ile gitmemiz lazım. Vali bey ile konuştuk. Bu tarz durumlara hazırlıklı olmak için AFAD, Kızılay vb. hangi kurumsa bu organizasyonu tertip edecek ve bizim de içinde bulunmamız gerekiyor. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” Dedi.

5. Meslek Komitesi (Yiyecek, İçecek ve Konaklama Hizmetleri) Meclis Üyesi İffet Hacıeyüpoğlu; “Üzücü bir felaket. Devletimiz ve milletimiz iş birliği içerisinde organize oldu. Dünyaya örnek bir dayanışma oldu. Sahada gördüm ki; Sakarya ve SATSO olarak önemli bir liderlik ile çok büyük bir organizasyon üstlendik. ikinci günden itibaren Sakarya yemek Sanayicileri Derneği olarak orada bulunduk. Bölgeye giderken de, orada bulunurken de hep SATSO’ nun gücünü hissettik. Sakaryalıların bir arada buradan gönderimi ve orada organize edişini görmek memnuniyet verici.  Gördüğümüz şeyler çok üzücü, tek katlı evler bile yıkıldı.  Orada bulunmamızın asıl sebebi orada yığınla olan yardım ürünlerini yemeğe çevirerek depremzedelerimize yardımcı olmaktı. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.

SATSO Meclis Başkanı Erdem Ercan da “Asrın afeti olarak nitelendirdiğimiz bu büyük felakette vefat eden tüm vatandaşlarımıza Meclisimiz adına Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Bu süreçte Sakarya olarak birlik dayanışmayı ön planda tutarak hep birlikte depremzedelerimizin yanında olduk ve olmaya devam ediyoruz. Bu önemli yardım çalışmalarına katkı sağlayan başta Meclis Üyelerimiz olmak üzere, tüm Sakaryalılara teşekkür ediyor, bu acının bir kez daha yaşanmamasını temenni ediyorum. Depremin ilk anından bu zamana kadar Yönetim Kurulu Başkanımız Akgün Altuğ, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Meclis Başkanlık Divanımız, Meclis Üyelerimiz ve Üyelerimiz hep birlikte çok koşturduk. Ancak Oda personelimiz ile de gurur duymamız lazım. Meclisimiz adına kendilerine çalışmaları için teşekkür ediyorum.” dedi.

Toplantı ile ilgili değerlendirmede bulunan Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ ise

“Deprem bir doğa olayıdır depremi afet haline getiren yapılan yanlışlardır. O şehirlerin kurulduğundan beri bir yanlışlar silsilesi devam etmiş. Kulağımıza küpe olsun. Bundan sonra yapmayalım, yaptıklarımızı tadil edelim. Ülkemizin olanaklarını bu şehirlerdeki hasarları onarmaya harcayacağını biliyorum. Türk toplumu da bunu yapacaktır. Bu süreçte, afeti bir siyasi rant olarak kullanmaya çalışanları da kınıyorum. Orda yaşananlar bir siyaset malzemesi değildir. Çok daha yumuşak bir dille Türk milletinin afetin altından kararlılıkla nasıl kalkacağının konuşulması gerekir. Okulların kapatılması konusunda öğrenciler rahatsız ve mağdur. Üniversitelerin açılmasını talep ediyorlar. Bizim en çok ihtiyacımız olan eğitimdir. Bunun düzeltilmesi konusunda çalışmalar da yapılıyordur. Deprem konusunu bütün meclislerimizde değerlendirmeliyiz, ders çıkarmalı, akıllara çivi gibi çakmalıyız.” dedi.

Haber Tarihi : 23/2/2023
HABER MEDYA
PAYLAŞ
Son Haberler ::