20. yüzyıla önemli bir birikim ile giren Adapazarı, bağlı olduğu İzmit sancağının hem nüfus hem de iktisadi açıdan en parlak kazası durumundaydı. 1889 yılında açılan Ziraat Bankası Adapazarı şubesi, 1907’de Osmanlı Bankası Adapazarı şubeleri, şahsi teşebbüs ve yerli sermaye ile 1913’te kurulan Adapazarı İslam Ticaret Bankası ve 1919’da açılan Adapazarı Emniyet Bankası bölgenin nasıl bir iktisadi büyüklüğe sahip olduğu konusunda önemli ipuçları vermektedir.

Adapazarı’nda ticari hayat Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine pek çok kentten ileri durumdaydı. Şehirde ticaretin merkezi Uzunçarşı’ydı. Unkapanı, Bakırcılar, Karaağaçdibi, Eski Mizan Çarşısı, Erenler Caddesi, Hükümet Caddesi, Soğanpazarı, Hendek Caddesi, Sabit Efendi Hanı, Pirinç Pazarı, Demirciler Caddesi, Kunduracılar Çarşısı, Kömürpazarı gibi şehrin pek çok ticaret merkezi bulunuyordu. Esnaf veya tacirler bu merkezlerde gruplar halinde çalışıyorlardı.

Osmanlı dönemi Adapazarı’nın ticari hayatında gayrimüslimler önemli bir yere sahiptiler. Uzunçarşı’nın kuruluş ve gelişiminde gayrimüslimlerin katkısı elbette vardır. Bunun yanında kaybedilen topraklardan gelen göçmenler şehrin ticari hayatını hem çeşitlendirmiş hem de çok önemli katkılar sunmuşlardır. Özellikle Balkanlardan gelen göçmenlerin ticari hayattaki katkıları, Türk Bankacılık tarihine Adapazarı’nın önemli bir iz bırakmasını sağlamıştır. Balkanlardaki bankacılık tecrübesini Adapazarı’na taşıyan müteşebbis ruhlu Türk tüccarlar, yerli unsurlarla beraber hem Adapazarı İslam Ticaret Bankası’nı kurmuş hem de şehrin ikinci yerli ve milli bankası olan Adapazarı Emniyet Bankası’nın kurulmasına vesile olmuşlardır.

“Adapazarı’nda Ticaret ve Adapazarı İslam Ticaret Bankası” isimli kitabımız dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde öncelikle Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Adapazarı’nda ticari hayat; ardından Osmanlı Devleti’nde bankacılığın serüveni ve Adapazarı’nda bankalar anlatılmıştır.

Osmanlı Devleti döneminde Adapazarı’nda zengin orman varlığı, şehirde ağaç işi yapan pek çok işletmenin kurulmasına vesile olmuştur. Şehrin en önemli ihracat kalemlerinden biri de keresteydi. Ormanlar ve kurutulan bataklıklar yerlerini zamanla verimli tarım arazilerine bırakmıştır. Adapazarı, ticari hayatın yanında çok önemli bir tarım kenti idi. Bölgede üretilen ürünlerin en büyük alıcısı her zaman başkent İstanbul olmuştur. Şehrin sahibi olduğu ekonomik büyüklük Adapazarı Gümrüğü’nün kurulmasını sağlamıştır. Kadim sıfatına sahip Adapazarı Gümrüğü şehirde bir bölgeye de “Gümrükönü” ismini vermiştir.

19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Adapazarı’na trenin gelmesiyle birlikte şehirdeki ticari hayat daha da canlanmış ve tren ihraç ürünlerinin sevkinde kullanılan en önemli yol durumuna gelmişti. İstanbul pazarlarında Adapazarı ürünleri geniş yer tutmaktaydı. Öyle ki kapalı olan Adapazarı-İstanbul tren hattının açılmasıyla şehirde patatesin fiyatı bir anda yüzde 25 ucuzlayabiliyordu.