Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Temmuz Ayı Olağan Meclis Toplantısı SATSO Ali Coşkun Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün onur konuğu olarak teşrif ettiği söz konusu meclis toplantısına ayrıca Sakarya Valisi Mustafa Büyük, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, Recep Yıldırım ve Erol Aslan Cebeci, CHP Sakarya İl Başkanı Cem Hatunoğlu, SATSO Meclis üyeleri ve çok sayıda davetli iştirak etti.
SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ Sakarya ilinin mevcut durumu ve analizini yaptığı konuşmada şu konulara değindi:
“Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu başkanı olarak sahip olduğum/ taşıdığım misyonların en önemlilerinden biri hatta belki de ilki şehir ekonomisinin yaşadığı sorunlara çözüm üretilebilmesi için bürokrasiyle ve bürokratik yetkililerle, şehrim arasında köprü kurmak. Bugünkü konuşmam da işte bu görevin gerekliliği ve paydaşlarımızın beklentileri doğrultusunda olacak.
Sayın Bakan'la, izni olursa, ilimizin sanayi ve ticaretindeki handikapları paylaşmak istiyorum.
Hepimizin bildiği, bizlerin de her platformda ifade ettiği gibi Kocaeli Havzası'nın dolması ile yeni sanayi tesisleri için Sakarya cazibe merkezi haline geldi. Türkiye'nin yeni metropollerinden biri olması öngörülen ilimizin gelişme sürecinde, turizm-sanayi-tarım üçlemesindeki dengeyi bozmadan büyümek, kalkınmak zorundayız. Bereketli tarım arazilerini koruyarak, turizm beldelerine/ sahil şeritlerine zarar vermeden sanayileşmek içinse ilk yapmamız gereken çarpık sanayileşmenin önüne geçmek, sanayi yapılanmalarını OSB'lerde gerçekleştirmektir.
Sakarya'da şu anda tamamlanmış üç OSB'nin yanında, kurulması planlanan üç ihtisas OSB ile daha, uzmanlaşmış, düzenli, sağlıklı bir sanayi sistemi oluşturulması amaçlanmaktadır. Geyve İhtisas OSB, Dernekkırı Mobilya OSB, Sinanoğlu Besi OSB büyük sanayi kuruluşlarını buraya çekerek, Sakarya'nın sürdürülebilir büyümesini hızlandırmak için mümkün olan en yakın zamanda hayata geçirilmelidir.
Sayın Bakan'ımın konuya ilgi ve desteğini istirham ediyoruz.
Öte yandan çok uzun zamandır Sakarya' nın ve Sakaryalı' nın gündeminde olan bir konu var: Şeker Fabrikası'nın kota sorunu.
Biliyorsunuz Şeker Fabrikası'nın şeker işleme kotası Şeker Kurulu'nun kararıyla, 61 bin tondan 30 bin tona düşürülmüş ve bu karar, ilimizde şeker üretimiyle doğrudan ya da dolaylı ilgisi olan binlerce insanı mağdur etmiştir. Özellikle fabrikanın 99 bin olan şeker işleme kapasitesini düşündüğümüzde, gerek Şeker Fabrikası yetkililerinin gerek ilimiz sivil toplum örgütlerinin gerekse yerel medyanın konuya verdiği tepki ve karara gösterdikleri direnç makul ve haklıdır.
1976 yılından beri Eskişehir'den pancar temin edip işleyen fabrikanın hinterland uygulaması ile neredeyse kapısına kilit vurulacak hale gelmesi, hepiniz takdir edersiniz ki, kabul edilebilir gibi değildir.
Sayın Bakanım, Şeker Fabrikası meselesi, ziyaretiniz yerel basında yer bulduğu andan itibaren ilginiz ve olumlu yanıtınızın beklendiği ilk konu olmuştur.
Öte yandan, yine ilimiz sanayicisini çok yakından etkileyen bir diğer konu, hala gündemimizde olan ve görünüşe bakılırsa uzun bir süre daha gündemde kalacak olan Kentsel Dönüşüm'dür. Modernleşmeye kimsenin, özellikle az önce ifade ettiğim gibi ‘Türkiye'nin yeni metropolü olmaya aday ilimiz sanayicisinin' bir itirazı olmaz, olamaz. Kentsel Dönüşüm Projesi'nin de gelişmişlik amacına hizmet edebileceğine inanıyoruz, evet. ‘Üyelerimizi mağdur etmemek' şartıyla desteklediğimiz bu projede, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı'mızın da değindiği üzere ortak akıl ve mutabakat şarttır. Toplumsal her meselede olduğu gibi…. Ancak, gerek Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası üyelerinin gerekse tüm bölge esnaf ve sanayicisinin için projeye mutabakat vermelerinin önündeki en büyük engel, kendilerine verilen tekliflerin yetersizliğidir. Bölge sanayicisi, kentsel dönüşüm kapsamına giren mal varlığının hak ettiği değeri görmediğine ve bu konuda kendisinin mağdur edildiğine inanıyor. Bu inanç ve düşüncenin varlığı da proje için mutlak gereklilik olan uzlaşmayı şu an için imkansız kılıyor.
Sayın Bakan'ımızın kentsel dönüşüm teklifleri konusunda göstereceği ilgi ve özen, bölge sanayicisinin projeyi desteklemesi için yeterli olacaktır.
Bu toplantıda gündeme getirmek istediğimiz bir diğer konu da bilim ve sanayiyi bir araya getiren ve bu bağlamda ‘teknoloji kampüsleri' olan Sakarya'da bulunan Teknopark.
Sakarya Üniversitesi'nde hizmet veren merkez, bugün 38 teknopark arasında 31. sırada yer alıyor. Altısı yazılım dokuzu Ar-Ge olmak üzere 15 firmanın yer aldığı Teknopark'ın geliştirilmesi ve sürdürülebilir kalkınma hedefimizde efektif ve etkin bir şekilde yer alması gerekmektedir. Özellikle ihtisaslaşmış bir Teknopark'ın ilimize, ilimiz sanayi ve sanayicisine katkısı çok büyük olacaktır.
Sanayicilerimizi bilimle buluşturan Teknopark'a Sayın Bakan'ımızın teveccüh göstereceğini düşünüyorum.
Fazla vaktinizi almadan değinmek istediğim son konuyla ilgili birkaç cümle söyleyip konuşmamı tamamlamak istiyorum. Teknoloji dedik. Teknoloji ve iletişim çağında en çok değer kazanan kavramlar: Zaman ve hız. İhtiyaç duyulan hizmetlerin en kısa sürece alınması günümüzün gerektirdiği bir sistemdir ve dünya artık bu noktadadır. SATSO gerekli altyapı çalışmalarını tamamlamıştır. Herhangi bir gün içinde internet üzerinden gerçekleştirdiğimiz işlemleri düşündüğünüzde, bundan çok kısa süre önce hayal bile edemediğimiz gelişmelerle iç içe olduğumuzu görüyoruz. Ve bunun, bu ‘gelişmişlik sisteminin' dışında kalmak, kabul edilemezdir. Bu bağlamda odamız hizmetlerinden olan sicil hizmetinin e-sicil olarak hizmet verebilmesi önemli ve öncelikli konuların başındadır.” dedi.
SATSO Meclis Başkanı A. Akgün Altuğ'un ardından konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün konuşmasında Türkiye ve Sakarya ekonomisinin gelişen yapısı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bakan Nihat Ergün konuşmasında ayrıca şu konulara dile getirdi:
Sakarya sanayi merkezi olan İstanbul, Kocaeli, Bursa gibi şehirlere çok yakın bir konumda bu nedenle Sakarya'da üretim yapanlar için son derece çok canlı bir iç pazar doğması sağlanmış oluyor.
Bu şehrin uygun iklim şartları ve arazi varlığı, ulaşım ağının bu bölgedeki gelişmişliği, nitelikli iş gücü Sakarya'yı yeni yatırımlar için de cazip hale getirmektedir. İstanbul ve Kocaeli gibi şehirlerin belirli bir doygunluğa ulaştığını düşünürsek Sakarya çok daha fazla yatırım çekmeye adaydır. Özellikle otomotiv, gıda, mobilya, süs bitkiciliği, beyaz ve kırmızı et işleme ve elektrik aksamı gibi sektörler Sakarya'da yatırım yapılabilecek en cazip sektörler arasındadır.
Özellikle Sakaryalı girişimcilerin bu fırsatları değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Sakarya Üniversitesi bünyesinde Teknopark kurulumunun gerçekleşmesi de şehrin teknolojik kapasitesine ciddi manada katkı sağlamış olacaktır. Zaten bazı firmalar burada çalışmaya başladılar. Biz de Teknoparklara ciddi manada destek veriyoruz.
7-8 yılda Türkiye'nin Teknopark sayısını 2'den 38'e çıkarttık. 2002'de sadece iki teknoparkımız vardı. TÜBİTAK VE ODTÜ Teknopark'ı, bugün 38 teknoparkımız var. Bunlardan 26-27 tanesi aktif, firmalar burada arge faaliyetleri yapıyor. Bin 300firma teknoparklarda ar-ge faaliyeti yapıyor. 4 binden fazla proje üzerinde çalışılıyor ve 2 binden fazla da proje tamamlanmış durumda. Şu anda 4 binden fazla proje üzerinde çalışılıyor, 12 bin civarında da teknik personel, mühendis, araştırmacı ve öğretim üyesi teknoparklarda ar-ge faaliyetleri yürütüyor. Bu son yıllarda ortaya çıkmış bir gerçek. Bugün teknoparklardan teknoloji ihraç etmeye başladık. Yazılımlar olsun, diğer alanlardaki teknolojiler olsun ihraç edilmeye başlandı. Teknoparklardan ihraç ettiğimiz teknolojik ürünler 1 milyar dolara yaklaştı. Türkiye artık teknoloji üreten ve teknoloji ihraç eden ülkeler arasına girmeye başladı. Önümüzdeki yıllarda bu ivme artarak SAÜ bünyesinde kurulan teknopark üniversite sanayi işbirliği son derece önem verdiğimiz konular arasındadır. Devam edecektir. Bu nedenle teknoparklarda yapılacak her türlü çalışmayı destekleriz ve yakından da takip ederiz. Aynı şekilde İpekYolu Serbest Bölgesi Sakarya'yı sadece ülkemizin değil, bulunduğumuz geniş coğrafyanın önemli ticaret merkezlerinden biri haline getirebilir.
Sakarya'nın ihracatında yaşanan gelişmeler de aynı şekilde sevindirici. 2002 yılında 428 milyon dolar ihracat yapan Sakarya 2008 yılına geldiğimizde 2.9 milyar dolar ihracat yapan şehir haline gelmiştir. 2009 yılında küresel krizin etkisiyle ihracatımızda bir miktar azalma meydana gelse de, illerimizin ihracatında da doğal olarak bir azalma meydana gelmedi. 2008 yılında ulaştığımız rakam bu şehrin potansiyelini daha da ileri götürebileceğimiz ortaya koyan bir rakamdır. Türkiye'nin küresel krizde ihracatının azalmasının nedenlerinden birisi Avrupa pazarlarındaki daralmadır. Müşterilerimizin yarısının Avrupa pazarlarının olması nedeniyle, ikincisi de fiyatların düşmesindendir. Yoksa bizim miktar bazında ihracatımız daha az düşüş göstermiştir. Rakamsal olarak yüzde 30 civarında ihracat azalması varken, miktara baktığımızda yüzde 10 civarında azalma vardır. Çünkü fiyatlar düştüğü için mallarımızı daha ucuza satmak mecburiyetinde kaldık. 3 milyar dolarlık ihracat potansiyeli Sakarya'nın ihracattaki gücünü bize 2008 yılında göstermiştir. Onu baz alarak onun üzerine çıkabilecek düşünceleri ortaklaşa çıkarmak lazım. Türkiye uzun yıllar boyunca sahip olduğu potansiyeli değerlendiremedi ve açığa çıkaramadı. Bunun nedenini siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklarda aramak gerekir.
Önceki gün temmuz ayı kapasite kullanım rakamı açıklandı, yüzde 75'e geldi, yüzde 59'a kadar düşmüştü. 2008 yılından itibaren düşmeye başladı, 2009 yılının mart aylarında kapasite kullanımı sanayide yüzde 59lara kadar düşmüştü. Şimdi yüzde 74.7'ye geldi. Zaten en yüksek olduğumuz zaman yüzde 80.
Hızlı bir şekilde en iyi zamandaki rakamları yakalamaya doğru gidiyoruz. Temmuz ayı kapasite kullanımının yüzde 74.7 olması da Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte de önemli bir büyüme göstereceğinin ilk, öncü rakamları olarak algılanabilir. Üçüncü çeyrekte de Türkiye ekonomisi önemli bir büyüme rakamını yakalayacaktır. Neredeyse bütün tahminlerde artık Türkiye bu yıl yüzde 6'nın üzerinde bir büyüme gerçekleştirecektir. Halbuki orta vadeli programda bizim hedefimiz çok mütevazıdır, yüzde 3,5'tir. Türkiye ekonomisinin 2010 yılı için yüzde 3,5'lik büyüme öngörüyorduk ama şimdi gerçekten hızlı bir performans gösteriliyor ve yüzde 6'nın üzerinde bir büyüme gerçekleşebilir. Bunu rahat bir şekilde görebiliyoruz. Eylül ve ekim aylarında ülkemizle ilgili dışarıda yapılan büyüme tahminleri yüzde 4 civarındaydı, geçen yıl ama son aylarda yaşanan toparlanma bu durumu son derece farklı bir hale getirmiş oldu.
Ekonomide uzun süredir devam eden büyüme süreci insanımızın alım gücüne de yansımış, iç pazarda da önemli bir büyüme sağlanmıştır.”dedi.
Bakan Nihat Ergün konuşmasının sonunda “Sadece ekonomi ile ilgili konuşmak yetmez ekonomide gelişmek ve büyümek için siyasi istikrar da gereklidir” diyerek yeni bir anayasa paketinin gerekliliği konusunu dinleyenlerle paylaştı.
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ SATSO Temmuz Ayı Olağan meclis Toplantısını onurlandırdığı için Sanayi Ticaret bakanı Nihat Ergün'e teşekkür ederek plaketini verdi.
Haber Tarihi : 28/7/2010