Prof. Dr. Emre Alkin’den Ekonomiye Bakış; “Fırtınada Gemiyi Yüzdürme Sanatı”

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası “2025 Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı” kapsamında Ekonomist ve İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin’in katılımıyla, “Fırtınada Gemiyi Yüzdürme Sanatı” isimli seminer gerçekleştirdi.

SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Akgün Altuğ ve Meclis Başkanı Erdem Ercan ev sahipliğinde gerçekleşen toplantının son bölümünde konuşan Prof. Dr. Alkin gündem, ülke ve dünya ekonomisi, para politikaları başta olmak üzere birçok önemli konuda bilgi ve tecrübesini paylaşarak tavsiyelerini iletti.

Prof. Dr. Alkin konuşmasında genel olarak şunları dile getirdi:

“Buraya çok özenerek ve koşarak geldim. Çünkü iş dünyasını her zaman önemsiyorum. Bu memleketi sizler büyütüyorsunuz. Kendinizle gurur duyun iş dünyası olarak…

Önümüzdeki 10 Yıl Sonranın En Önemli Gündemi Yeşil…

Dünya ekonomik forumunun dünyayı etkileme gücü vardır. Yıllardır 5 yıllık plan hazırlarken artık 2 ve 10 yıllık şekilde hazırlıyorlar. 2 yıllık süreçte bildiğimiz ve mevcutta yaşadığımız jeopolitik sorunlar gözükürken 10 yıllık risklerin yarıdan fazlası ise tamamen yeşile yönelik olan iklim değişikliği, karbon salınımı gibi konular konuşuluyor.  Dünyanın korktuğu güncel konuların başında ise iklim değişikliği, fiyat artışları ve yapay zekanın işsizliği artırması var.

Veri bugün her şeydir ve bir veriyi tutmadan neler değişiyor, neler oluyor bilmek pek mümkün değil. Ekonomi, üretim ve iş planlaması da verilere göre yapılmalıdır. Bugün Amerika’da 40 yaş üstü insanların %25’i evlenmemiş. Yıllara oranla ülkemizde boşanma sayıları kat kat artıyor. Bizler bunu başka şeylere yorsak da bu artışı veriler açıklanmadan öğrenemiyor, gözümüzün önündekini bilmiyorduk. Yatırım ve üretim süreçleri de bu gibi verilere göre şekilleniyor. Böyle bir boşanma süreçlerinde mobilya vb. sektörler ne kadar sağlıklı şekilde geleceğe yatırım yapabilir?

Zengin bir zümreye mal satarak para kazanılmaz. Para toplumun çoğunluğa satılarak kazanılır. Lüks tüketim yaşa bağlı bir tüketimdir. Avrupa’da lüks markaların reklamlarında üst yaş grubu yer alırken bizlerde ise daha çok gençler yer alıyor. Çünkü yeni nesil daha çok varis olarak lüks tüketim grubunda yer alıyor. Yani gençlere kaynak çoğunlukla aileden geliyor. Günümüzde insanların cebinden para çıkartanlar, harcama alışkanlığını körükleyenlerin başında artık fenomenler öne çıkıyor.

Dünya ticareti %80’i oranında açık hesap ile dönüyor. Yani “malı gönderdim umarım parası gelir!” modunda bir ticaret hakimdir. Üretici veya satıcının bir tane tahsil edilemeyen alacak için 25 yeni satış gerekiyor.

Ekonomik Öngörülebilirlik Yok Oldu

Trump’ın açıkladığı ek vergiler ve onu takip eden son birkaç günde yaşanan misillemeler bize gösteriyor ki bu yıla, gelecek yıla yönelik yapılan tüm ekonomik ve ticari araştırma ya da raporların bir önemi kalmadı. Karşılıklı vergi tarifeleri başka bir hal almış durumda ve ekonomik öngörülebilirlik bir anda yok oldu. Şu anda dış ticaret belirsizliği endeksi tarihte görülmemiş bir seviyede.

Toplam Ticaret Toplam Küresel Gelirin %49’una Geriledi

Dünyada toplam ticaret toplam küresel gelirin %55 üzerinde olduğunda herhangi bir sorun yok ancak bu yıl %49’a geriledi. Artık Çin montaj, imalat, ucuz iş gücü değil; yüksek teknoloji, üretim gücü ve rekabet üstünlüğüyle öne çıkıyor.

Amerika ve Çin dünyanın en büyük ihracatçı ülkeleri olsa da aynı zamanda bir de ve en büyük ithalatçı ülkeleridir. Çin’e sırtını dönen Amerikalılar bizimle ticaret yapmaya sıcak bakarlar ancak kapasitemizin yetmeme ihtimalini de göz önünde bulunduruyorlar.

Türkiye’nin milli geliri 1.5 trilyon dolara çıkıyor bunda sorun yok ancak tek sorun kârlılıktır.  Dünyada bir sakinleşme ve durulma olduğu dönemlerde neden bizde sürekli kaos var. Çünkü sürekli devalüasyon yaşıyoruz. Para tutmaya çalışırken enflasyon patlıyor, kur patlıyor vb. süreçler yaşıyoruz.

İki Senaryo Var!

Bizi bekleyen iki senaryo var: Düşük büyüme düşemeyen enflasyon ya da ılımlı büyüme düşen enflasyon…

TCMB’nin 2 haftada net rezervi 27.7 milyar dolar azaldı. Ülkemizde dengesiz bir gelir dağılımı var. 5 sınıfa ayrılmış her basamakta arasında ciddi fark var.

Peki ne yapacağız. Merkez bankasının faiz düşürmemesi lazım. Faiz düşürüp kaynak da yaratılmıyor. Bazen kaynağın maliyetinden çok kaynağın kendisine ulaşmak daha önemlidir.

Biz 2002 ile 2013 arasında muazzam bir dönem yaşadık. Ondan sonra çok ciddi sorunlar, olaylar ve dönemler yaşadık. Sürekli arkamıza bakmaya başladık önümüzü göremedik.

Cumhuriyetin felsefesinden uzaklaşmamak lazım. Gençler asla umutsuzluğa kapılmasın bu ülke şahlanacak, çok büyüyecek ancak günümüz uygulamalarıyla zor sadece.

Şu anda genel olarak biz dahil dünyanın gittiği yol maalesef yol değil. Rabbim dünyayı 3. Dünya savaşından korusun.” ifadelerini kullandı.

Programın sonunda Prof. Dr. Alkin, katılımcı SATSO üyelerinin ekonomi üzerine sorularını da yanıtlayarak fikir alışverişinde bulundu.

Haber Tarihi : 10/4/2025
HABER MEDYA
PAYLAŞ
Son Haberler ::