Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası'nın 85. Kuruluş Yıldönümü 17 Mart 2010 Perşembe günü SATSO Ali Coşkun Konferans Salonunda gerçekleştirilen törenle kutlandı.    

Odamızın 85. Kuruluş yıldönümü münasebetiyle düzenlenen etkinlikler çerçecesinde vergi-ihracat-çevre, girişimcilik, Ar-Ge, istihdam, inovatif proje, marka, perakende ve teşvik kategorilerinde başarılı üyelerimiz ödüllendirildi.

Kuruluş Yıldönümü Kutlama etkinliklerimize Sakarya Valisi Hüseyin Atak, Ak Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli,  Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, SAÜ Rektörü Mehmet Durman, Komşu illerin Oda ve Borsa Başkanları,  siyasi parti temsilcileri, kaymakamlar, ilçe belediye başkanları, daire müdürleri ve çok sayıda davetli iştirak etti.

Törenin açılış konuşmasını yapan SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A.Akgün Altuğ; Sakarya'yı daha yaşanabilir, Sakaryalı'yı daha mutlu kılabilme amacıyla çalıştıklarını belirtti. Altuğ; çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmış müreffeh bir ülke hayal ettiklerini ve bunu başarmanın tek yolunun da üretmekten geçtiğini belirtti.

SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A.Akgün Altuğ yapmış olduğu açılış konuşmasında şunları dile getirdi:

“Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası olarak, 85 yıldır Ülkemiz ve Sakarya için çalışan bir kurum olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.  Odamızın Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen bu mutlu günümüzü onurlandıran siz değerli konuklarımıza şahsım, Yönetim Kurulum, Oda Personelim ve Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası adına saygı ve şükranlarımızı sunarım.

SATSO Yönetim Kurulu olarak göreve geldiğimiz ilk günden beri şehrimize ve üyelerimize hizmet etmek, Sakarya'yı daha yaşanabilir, burada yaşayanları ise daha mutlu kılmak adına planladığımız çalışmaları hayata geçirmeye başladık. Sakarya'yı daha yaşanabilir, Sakaryalı'yı daha mutlu kılabilme amaçlarımızı gerçekleştirirken bir çok kişi ve kurumla birlikte çalıştık. Çalışmaya da devam edeceğiz.

 Zira, entegre olmadan, amaç birliği yapılmadan, “ortak akıl” yaratılmadan ne yazık ki kişilerin ve de projelerin başarılı olma şansı yok. Bu entegrasyonu sağlamak ve ortak aklı yaratmak ise gerek kişiler gerekse kurumlar arasındaki diyalog ve iletişimin sürekliliği ile mümkün. Bu noktada, göreve başladığımız günden beri bizimle proje ortaklığı yapan, çalışmalarımızı destekleyen tüm kurumlara ve temsilcilerine huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası'nın yönetim anlayışındaki ilk prensip önyargısız diyalogdur. Daha sonra; katılımcılık ve samimiyet.

Şehirde olan biten veya şehrimizi yakından ilgilendiren her konuya SATSO olarak katılımcıyız ve olmaya devam edeceğiz. Bunun herkes tarafından bilinmesini isterim. Çünkü ister yerel ister ulusal olsun, ortak bir geleceğin ancak ortak yönetim anlayışıyla inşa edilebileceğine inanıyoruz.

Ülkemizi zenginleştirmede ve geleceğini şekillendirmede en büyük pay Türk özel sektörüne düşüyor. Büyüme tempomuzun, tekrar eski hızını kazanmasının  şartı rekabet gücümüzü artırmaktır.

Dünyada üretimin ve ticaretin kuralları her gün yeniden yazılıyor. Günümüzde küçük olsun benim olsun anlayışına yer yok. Bu anlayış yerini birlikte iş yapma bilincine bıraktı. Aynı sektörde iş yapanlar kümelenerek güçlerini birleştiriyor. Artık şirket evlilikleri ve kurumsallaşma ön planda. Yenilikçilik yani innovasyon, farklılaşma ve markalaşma kavramları yeni sistemin başlıca esasları. Birlik Başkanımız Sayın Hisarcıklıoğlu'nun da dediği gibi; Bu süreçte iş dünyası ve reel sektörden beklenen ezber bozmaları. Reel sektörün artık yeni bir yol haritasına yeni bir hedef birliğine ihtiyacı var. 

Hedefimiz; çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmış müreffeh bir ülkedir. Bunu başarmanın tek yolu da üretmekten geçiyor. Tükettiğinden fazlasını üretmek ve ürettiğini tüm dünyaya satmak.

Bunun içinde bir takım düzenlemeler yapılmalı. Büyümenin tekrar eski temposunu kazanması için reel sektörümüzün önünü açacak, mevcut yatırımları da teşvik edecek,  verimlilik ve istihdamı artıracak yeni çözümlere yani makro ve mikro ekonomik reformlara ihtiyaç var.

Yüksek girdi maliyetleri, yüksek oranlı dolaylı vergiler, istihdam üzerindeki yükler, cari açık, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam reel sektörümüzün önündeki en büyük sorunlardır.

Ayrıca, Dünya ile eşit maliyette, iyi kalitede ve kesintisiz enerji ihtiyacını karşılamaya yönelik yapısal reformlar yapılmalı.  Bu sorunlar çözüldüğünde, Ülkemiz, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alma hedefine çok daha kısa zamanda ulaşacaktır.  

Dünya ekonomilerin krizle sarsıldığı 2009 yılında, ülkemiz Finans Sektörünün rekor karlar açıklamasını da anlayabilmiş değiliz. Bu ülkenin kaynaklarını kullanan finans sektörünün bu zor süreçte reel sektöre neden yeterince destek vermediğinin ve risk almadığının sorgulanması gerekir diye düşünüyoruz. Bunun yanında, KOBİ'lerimize kefalet desteği vererek finansman imkanlarından faydalanmalarına aracılık yapan Kredi Garanti Fonu'na da acilen işlerlik kazandırılması da önem arzediyor.    

Üretmenin ve ürettiğini tüm dünyaya satmanın bir yolu da;  girişimci sayısını artırmaktan, yeni fikirlere, yeni yatırımlara ve yeni teknolojilere açık olmaktan geçiyor.

Bu bağlamda, üst birliğimizin öncülüğünde kurulan İl Kadın Girişimciler ve İl Genç Girişimciler Kurullarımızı eşgüdümle çalıştırıyoruz. Girişimci hikayeleri ile örnek olmuş rol modelleri girişimci adaylarımızla buluşturuyoruz. Yeni girişimcilerin, rol modellerin tecrübelerinden istifade etmelerini sağlayarak kendilerine yön vermelerine, yol haritaları çizmelerine yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Samimiyet, ortak akıl, sağduyu ve iletişimle açamayacağımız kapı, çözemeyeceğimiz sorun yok. Biz bunu Sakarya'da görüyor, yaşıyor ve ispatlıyoruz. Başta Valiliğimiz, Üniversitemiz, Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere, ilimizdeki kurum ve kuruluşlarla ortak paydalarda buluşarak, tüm taraflar için sinerji yaratan işbirlikleri kuruyoruz. Birbirimizi anlama, problemleri çözme ve şehre hizmet etme gayretlerimizi birleştirdiğimizde oluşan bu samimiyet ortamında şehrin tüm sorunlarını çözeceğimize inanıyoruz.  

Çözümsüz olmayan ama çözülmeyi bekleyen sorunlarımız var. 

11 yıl önce büyük bir deprem felaketi yaşamış, binlerce insanını bu faciada kaybetmiş, ekonomisi, eğitimi, sosyal hayatı çökmüş ve küllerinden yeniden doğmuş bir şehir burası. Evet, depremin izlerini ne yazık ki hala taşıyoruz. Bu şehrin deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmesi ve olası bir depreme hazır bir kent haline gelmesi gerekli. Depremi,  gelişmemizin önünde bir engel olarak da  görmemeliyiz. Bu zihniyetten arınmamız gerekiyor.

SATSO, şehrimizin sorunlarını yetkili mercilere iletme ve bunların sonuçlarını takip etme noktasında da örnektir ve kararlıdır. Bu kararlığımızın göstergesi olarak, Sapanca Gölümüz ile ilgili sorunlar başta olmak üzere, arazi toplulaştırması, Kuzey Marmara Otoyolu'nu, Şeker Fabrikası'nın sorunları, çarpık sanayileşme gibi ilimizin daha bir çok sosyo-ekonomik problemlerini ve çözüm önerilerimizi içeren dosyaları Başbakanlığa, ilgili bakanlıklara ve milletvekillerimize ilettik. Her birinin takipçisiyiz.

Sakarya coğrafi olarak çok önemli bir lokasyonda bulunmaktadır. Bu önemi size sık verdiğim bir örnekle aktarmak istiyorum. Bir daire çizip, merkezine Sakarya'yı koyarsanız, o dairenin bir ucundan diğerine iki saatlik araç yolculuğu ile ulaşırken en az 25  milyon insanı kapsarsınız. Nadir bulunan bu coğrafi fırsat ilimiz işadamları kadar ülkemiz yatırımcıları için de cazip bir koşuldur. İlimizin sahip olduğu yatırım avantajlarını fırsata çevirmek, ülkemizin tarım ve sanayisi birlikte gelişen önemli şehirlerinden biri olmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. 

Rekabet avantajına sahip olduğumuz sektörleri destekliyoruz. Desteklediğimiz öncelikli sektörler arasında gıda imalat makineleri ile iç-dış mekan süs bitkileri üreticiliği ilk sırada gelmektedir. Bu doğrultuda  dünyaya mal olmuş markalar yaratmayı ve rekabette avantajlı konuma geçmeyi hedefliyoruz. Çalışmalarımızı da ilimizdeki tüm kurumlarla birlikte yapıyoruz. Bir olmanın, birlik olmanın önünde durabilecek hiç bir engel olmadığına inanıyoruz. Yeter ki gücümüzün, sahip olduğumuz avantajların farkında olalım.

Bugün burada birlikte olmamızın, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası'nın 85. kuruluş yıldönümünü kutlamanın yanında, bir amacı daha var.

İlimizde üreten, kazanan ve kazanırken kazandıran, kendi alanlarında başarılı olmuş kurumları ödüllendirmek ve başarılarının devamını dilemek. Bunun yanı sıra bundan sonraki ödül törenleri için de üyelerimizi teşvik etmek.

Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken, bu mutlu günümüzü paylaşmak üzere aramızda bulunan, Sayın Valimize,  komşu illerimizden törenimize iştirak eden değerli Oda ve Borsa Başkanlarımıza, değerli  İl Protokolümüze, uzaktan ve yakından törenimize iştirak eden siz saygıdeğer misafirlerimize ve Birlik Başkanımız Hisarcıklıoğlu'na Odamız, Meclisimiz, Yönetim Kurulumuz ve şahsım adına ayrı ayrı teşekkür eder, ödül almaya hak kazanan kişi ve firmalarımızı kutlar, saygılar sunarım.” diyerek konuşmasına son verdi.

“Tarım arazilerin korunması noktasında  herkes  üzerine düşen görevi yapmalı.”

Törende konuşan Sakarya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fikri Koç; tarım ve hayvancılığın öneminden bahsederek ticaret borsasının projelerine  değindi.

 

Koç konuşmasında; “Ülkemiz ve ilimizde geniş istihdam yaratan, sanayiye ham madde sağlayan önemli ihracat ürünü yetiştiren  ve  ülkeye döviz getiren  ekonomimizin temel sektörlerinin  en başında   tarım ve hayvancılık gelmektedir. Tarım ve hayvancılık özellikle gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda  kalkınmanın  hala  ana sektörü görevini yapmaktadır. Ülkemiz için  tarım ve hayvancılık sadece ekonomik açıdan değil  aynı zamanda  ülke nüfusunun  belli oranını  istihdam etmesiyle sosyal açıdan da  hala  ana sektör durumunu korumaktadır. Bunun içinde tarım ve hayvancılık da, araştırma, yayım, istihdam, yatırım, pazarlama,  destekleme gibi zincirin halkalarını  oluşturan  tüm konularda  herkes duyarlı davranmalıdır.

 

Tarımsal üretim için önem taşıyan ülkemiz ve ilimizdeki tarım arazilerinin korunması noktasında çok hassas davranılmalı. Bu nedenle tarım arazilerin korunması noktasında  herkesin  üzerine düşen görevi  yerine getirmesi  gerekmektedir.” Diyerek tarım topraklarının korunması vurgu yaptı.

 

Sakarya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı KOÇ; “şu anda şehir merkezine yakın konumda olan hayvan pazarının  taşınması için Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa  Alancuma  mevkiinde  75.000 m2  alanda  yeni bir Canlı Hayvan Park ve Pazar yeri inşaatına  başlamış bulunmaktayız. Amacımız en kısa zamanda hayvan pazarını  yeni yerine  taşıyarak hizmete sunmaktır. Borsamız halkımıza hizmet için dünya standartlarında en son teknoloji ile donatılmış Aflatoksin, Mikrobiyoloji ve Kimya laboratuarını hizmete açmıştır.  Yine şehir içinde kalan süpürge imalatı yapan  üyelerimizi  toplu olarak uygun bir yere taşımak için   borsamız sitesinin  yanında  8.500 m2 arsa almış olup, bu hususta gerekli çalışmalara  başlamıştır.” diyerek Borsanın projelerinden söz ederek konuşmasına son verdi.

 

“Güçlü Türkiye, ancak güçlü ekonomiyle, güçlü ekonomi ise anca güçlü girişimcilerle inşa edilebilir.”

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu tören münasebetiyle yaptığı konuşmasına “Cumhuriyetle yaşıt ve bir o kadarda köklü bir kurumumuz olan Sakarya Ticaret ve sanayi Odamızın 85. yaşını içtenlikle kutluyoruz” diyerek başladı.

 

Toçoğlu konuşmasının devamında; “Sakarya'nın yaşam kalitesinin yükseltilmesi, istihdam imkanlarının artırılması konusunda sizlerden çok şey bekliyoruz. Özellikle, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı konusunda daha fazla hassasiyet göstermenizi istiyoruz. Kaynaklarımızın daha etkili ve verimli bir şekilde kullanılması konusunda daha fazla duyarlılık  bekiyoruz” diyerek SATSO'dan beklentilerini dile getirdi.

 

Girişimcilerin toplumsal istikrarın ve demokrasinin temel unsuru olduğunu belirten Toçoğlu; “Sizleri, sadece şehirlerimizin, ülkemizin kalkınmasına katkı yapan kişiler olarak değil, toplumsal istikrarımızın ve demokrasimizin temel unsuru olarak görüyoruz. Bizim anlayışımıza göre, güçlü Türkiye, ancak güçlü ekonomiyle, güçlü ekonomi ise anca güçlü girişimcilerle inşa edilebilir. Girişimciliğin olmazsa olmaz koşulu olan demokrasinin güçlenmesi ve özgürlüklerin gelişmesi konusunda, hep birlikte daha etkin rol almalıyız. Teknolojiden üretim ilişkilerine, toplumsal yapıdan uluslar arası sisteme kadar her şeyin şekillendiği bu dönemde, demokrasimizi birlikte güçlendirmeliyiz.” diyerek  ülkemizde demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

 

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu konuşmasına SATSO'dan beklentilerini dile getirerek tamamladı.  

Toçoğlu; “çeşitli alanlardaki projelerinizi ilgiyle takip ediyor, sosyal konulardaki duyarlılığınızı takdirle karşılıyoruz. Fakat “iyisini yapan daha iyisini yapar” anlayışı doğrultusunda gece gündüz durmadan ve yorulmadan çalışmak zorundayız. Hep birlikte el ele vererek, ortak akıl çerçevesinde Sakarya'yı daha saygıdeğer bir konuma getirmeliyiz. Bizler Sakarya'nın geleceğini birlikte inşa edebilir, çocuklarımıza güzel bir miras bırakabiliriz.” diyerek konuşmasına son verdi.

 
Şaban Dişli: Sakarya ekonomisinin bugününe ve yarınlarına yön vermeye, bir vizyon belirlemeye çalışıyoruz

AK Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, Odamızın 85. Kuruluş Yıl Dönümü ve Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada ekonomik gelişmelere değindi. 

" Sakarya'mızın ekonomik hayatına yön veren, yeni ekonomik ufukları ön gören ve planlayan SATSO'nun 85. Kuruluş Yılını canı gönülden  kutluyorum. Ödül alacak olan değerli işadamlarımızı, SATSO'nun değimiyle Sakarya'nın Yıldızları'nı da tebrik ediyor ve başarılarının devamının diliyorum" diyerek konuşmasına başlayan milletvekili Dişli konuşmasının devamında ekonomi üzerine değerlendirmeler yaptı.

 

"Küresel finansal krizin tüm dünya ülkelerini etkisinde tutmaya devam ettiği böyle bir dönemde SATSO'nun ödül verecek iş adamı bulması Sakarya'mız için ayrı bir övünç kaynağı. Krizin başından itibaren gerek başbakanımız gerekse bakanlarımız ilgili kesimlerle sürekli iletişim içinde olarak krizin ülkemizi olan etkilerini minimuma indirmek için büyük gayret saffettiler. Bu bağlamda ilgili taraflarında görüş ve önerileri alınmakta ve bu doğrultuda çalışmalar yapılmaktadır. Reel sektörümüzün özverili çalışmaları ile halen 100 milyar doların üzerinde ihracat yapan bir ülkeyiz."
 
"Biliyoruz ki yaşamakta olduğumuz bu kriz ülkemiz kaynaklı bir kriz değildir. ABD merkezli bir krizdir. Ve ABD başta olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini ve son zamanlarda da Yunanistan, İspanya ve Portekiz'i son derece derinden etkiliyor. Bu etkinin tüm Avrupa ekonomilerini olumsuz yansıyacağı korkusu euro/dolar paritesini 1,50'lerden 1,25'ler seviyesini düşürdü. Parite adete yel kovan gibi oynuyor. Tüm yatırımcılar, global ekonomi çerisindeki  oyuncular adeta data kolik oldular. ABD işsizlik oranı, yeni inşaata başvuranların oranı, merkez bankasının faiz kararları ve bir sürü datayı dört gözle takip ediyorlar. Yatırımcılarda buralardan global varsayımlar, çıkarımlar yapıp karar alıyorlar. Paritelerin değişimi turizm, ihracat gelirleri başta olmak üzere önemli verilerimizi etkiliyor. Bu nedenle geleneksel ticari partnerlerimizin yanında yeni partnerler arıyoruz.

Bunun en güzel örneği komşu ülkelerle olan dış ticaretimiz ve yeni Afrika açılımımızdır. Biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanımızda Afrika'ya 3 günlük bir seyahatte bulundular. Afrika'da yeni 15 Büyük Elçilik açıyoruz. Bunun için dış politikada komşularımızla “sıfır sorun” politikasının önemine değiniyoruz. Bunun için Irak, Suriye, Libya, İspanya, Rusya, ABD ile ortak Bakanlar Kurulu toplantıları yapıyor, üst düzey Kordinasyon Kurulları oluşturuyoruz. ABD ile model ortaklığı konuşuyoruz. Rusya ile ticaret ilişkimizde hedef 100 milyar dolar.  Bir çok ülke ile karşılıklı ticarette vize uygulamalarını kaldırıyoruz. İtalya ve İspanya ile uzun vadeli çok girişli çıkışlı vize Anlaşmaları yaptık. Tüm Avrupa Birliğine Üye ülkelerle bu çalışmaları yapmayı hedefliyoruz. Bunları yapmaktaki amacımız krizden fazla yara almadan çıkmak. Bizden kaynaklanmayan krizi kendi gücümüzle dışarıdan destek almadan yönetiyoruz. Bu Türkiye'de ilk oluyor. Aldığımız kararlarda mutlaka tüm ekonomik ve sosyal çevrelerin yansıması vardır."

 

"Şehrimizde de çok düzeyli bir birlikteliğimiz var. Başta sayın Valimiz, büyükşehir belediye başkanımız ve SATSO başkanımızın başkanlığında Sakarya ekonomisinin bugününe ve yarınlarına yön vermeye bir vizyon belirlemeye çalışıyoruz. Daha dün sayın valimiz başkanlığında 2023 Sakarya vizyonunu konuştuk, tartıştık ve tartışmaya devam edecek. İş adamlarımızın, esnaflarımızın sıkıntılarını biliyoruz. Buralardan aldığımız bilgileri değerlendirip bakanlarımıza ve sayın Başbakanımıza iletiyoruz ve iletmeye de devam ediyoruz."

 

"SATSO başkanımızın bahsettiği gibi finans sektörümüzün karlılığı hiç kimsenin dikkatinden kaçmıyor. Dünya genelinde ekonomik kriz başlayınca tüm bankacılık kesiminde bir panik başladı. ABD'de 150 banka yaptı. Dünyada kriz dolayısıyla Batan bankaların maliyeti dört trilyon dolar. Ülkemizde bu paniğin etkili olmaması nedeniyle ve BBDK'nın yakın takibiyle bankacılık sektörümüz bu kriz ortamında çok çekimser davrandı. Bu süreçte gerek Başbakanımız gerekse TOBB başkanı zaman zaman finans sektörünü reel sektöre destek vermeye davet ettiler. Bu bir etki tepki meselesi. Bankacılık/finans sektörü reel sektörden kopamaz reel sektörümüzde finans sektöründen kopamaz."
 
"Türkiye'de reel sektörümüzün ihtiyacı orta ve uzun vadeli kredidir. Yatırım yapabilmek, istihdam yaratabilmek için bu kredilere ihtiyacımız var. Bu konudaki çalışmalarımız ekonomiden sorumlu devlet bakanımızın koordinatörlüğünde devam ediyor. Tüm dünya ülkelerinde ve ülkemizde krizden çıkma belirtileri var. Özellikle Yunanistan, İtalya ve İspanya'nın Avrupa ülkelerinin ekonomilerine olumsuz etkisiyle acaba bu kriz bir “w” etkisi yapar mı? endişesi var. Bu nedenle bütün merkez bankaları faiz oranlarını sabit tutmaya devam ediyorlar. Aslında ekonomiler üzerinde enflasyonist baskılar var. Avrupa birliği güzel bir ekonomik birlik olamadı. Lizbon'dan sonra AB ekonomisi planlanan o büyük projeleri maalesef gerçekleştiremiyor. Bütün AB ülkelerini karayolları ve tren yolları ile birbirine entegre etmek, uzay çalışmalarında ABD'ye yetişmek, istihdamı geliştirmek ve yeni istihdam alanları oluşturma konularında bir birliktelik sağlayamadılar.   Bunun Yunanistan'ın sorununu da bir türlü çözemiyorlar. Çünkü AB'nde vergi verenler hükümetlerine baskıda bulunuyorlar. Bu nedenlerle bu bocalamalar devam edecek. Ama ülkemizde ki yatırımcıların ve girişimcilerin değerli gayretleriyle,  Türk insanının taşın suyunu çıkarma beceriye sahip olmasıyla bu krizi de başarılı bir şekilde aşacaktır."      

 

 

 

 

 

 

 

Haber Tarihi : 18/3/2010
HABER MEDYA
PAYLAŞ
Son Haberler ::