Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından Demiryol-İş Sendikası Toplantı Salonu'nda düzenlenen “Sigortalı Olmak ve Kayıtdışı İstihdam” konulu panele konuşmacı olarak katılan Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı A.Akgün Altuğ, Kayıtdışı istihdamın ülke ekonomisine etkileri konusunda bir sunum yaptı.
Konuşmasında ekonomik kriz ve ülkemize olası etkilerine de değinen Altuğ, kayıtdışı istihdamın önüne geçilebilmesi için yapılması gerekenleri ve reel sektörün beklentilerini anlattı.
SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A.Akgün Altuğ'un “Sigortalı olmak ve Kayıtdışı İstihdam” konulu panelde yaptığı konuşma:
Bildiğiniz üzere, özellikle son yıllarda ülkemizde yaşanan hızlı sanayileşme neticesinde dünya ticaretinin önemli aktörlerinden biri haline geldik. Bugün, dünyanın en büyük 17. ve Avrupa'nın ise 6. büyük ekonomisiyiz. Cumhuriyetin 100. yılında da dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı ülke olarak kendimize hedef olarak belirledik.
Global pazarın önemli aktörlerinden biri olan ülkemizin bu pazarda esen olumsuz rüzgarlardan etkilenmemesi tabiî ki mümkün değildir. Bildiğiniz üzere 2008'in ikinci yarısında başlayan ve 2009'un tamamında gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde yıkıcı etkilerini hissettiren global ekonomik krizin olumsuz etkilerinden ülkemizde nasibini almıştır.
Ülkemiz ekonomisi 2002-2008 yılları arasında Türk Özel sektörünün büyük azmi, üstün gayreti ve özverili çalışmaları ile yüzde 49'luk bir büyüme başarışı göstermiştir. Bu süreçte özel sektör yaklaşık 3 milyon 600 bin kişiye istihdam sağlayarak önemli bir başarıya da imza atmıştır.
Bugün ülkemizin en büyük sorunu hiç şüphesiz ki işsizliktir. Ülkemizde resmi işsiz sayımızın 5,8 milyon olduğunu hepimiz biliyoruz. Ayrıca buna ilave olarak her yıl 700 bin yeni kişiye istihdam yaratılması gerekmektedir. Bu gençlerimize iş bulabilmenin tek çözüm yolu da ülkemizdeki girişimci sayısını artırmaktır.
Genç nüfusa sahip bir ülke olduğumuzla hep övünürüz. Nüfusumuzun yarısı 28 yaş altı gençlerden oluşuyor. 36 milyon gencimiz var. Ama gençlerimiz arasında da işsizlik ne yazık ki önemli bir sorun. Genç nüfusun egemenliğindeki demografik yapıda genç işsizlerin oranının yüksek olması öngörülebilir. Fakat bu oranın % 25 olması bir şeylerin yolunda gitmediğini , sistemin biryerinde sorun olduğunu gösterir. Her 4 gencimizden biri işsiz ve bunlar da geçmişe göre daha nitelikli, daha eğitimliler. Kayıtdışı istihdamın neredeyse yarı yarıya ulaştığı ülkemizde (%43.9) istihdamı geliştirme alanında şimdiye dek yapılanları yeniden gözden geçirmek artık bir zorunluluktur. Bu genç nüfusumuzu aktif çalışma hayatına katmanın yolu ülkemizdeki girişimci sayısını artırmaktan geçiyor.
Ülkemizin güçlü ekonomiler arasında yer alabilmesinin, dünya ticaretinde bizde varız diyebilmenin koşulu üretmek ve ürettiğini tüm dünyaya satmaktan geçiyor. Dünyada ticaretin kuralları yeniden şekilleniyor, iş yapma anlayışı değişiyor. Kayıtlı ekonominin önemi her geçen gün artıyor. TOBB camiasına mensup bir kurumun temsilcisi olarak her platformda, kayıtlı ekonomiye geçmenin gerekliliğini, kayıtdışı kalanın küçük kalacağını, kayıt altına girmeyen bir ekonominin, haksızlığa ve adaletsizliğe neden olduğunu ifade ediyoruz.
Reel sektör olarak, Ülkemizin en önemli sorunlarından olan kayıtdışı ekonomi ve baraberinde getirdiği kayıtdışı istihdamdan hep şikayet ediyoruz. Kayıtdışı istihdamın varlığının devletimizi vergi ve sigorta primleri kaybına uğrattığını, sosyal güvenlik sistemimizdeki açığı büyüttüğünü, vergi gelirlerinde olumsuz etkiler yaptığını yıllardır söylüyoruz ve çözüm bekliyoruz.
Kayıt dışı ekonomi ve kayıtdışı istihdamın, yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiren vatandaşlar, işletmeler ve çalışanlar aleyhine de haksız bir rekabet ortamı oluşturduğunu dile getiriyoruz.
Kayıtdışı ekonomi ve istihdamın kayıtlı işletmeler için, vergi geliri ve ülke ekonomisi için, çalışanlar için önemli bir risk oluşturduğunu ifade ediyoruz.
Önlem alınmadığı takdirde kayıtdışı ekonominin ve istihdamın ülkemizin ve toplumumuzun geleceğine yapacağı ekonomik-sosyal-ahlaki-siyasal tahribattan endişe duyduğumuzu vurguluyoruz.
Peki Kayıtdışı istihdamın nedenleri nelerdir? Diye baktığımızda;
-İşsizlik oranının yüksekliği ve işgücünün eğitimsiz olması,
-Etkin denetimin gerçekleştirilememesi,
-Bürokratik işlemlerin fazlalığı,
-İstihdam üzerindeki vergi ve prim yükünün fazlalığı,
-Kamu kurumları arasındaki koordinasyon ve işbirliği eksikliği
gibi bir çok nedenin varlığını görüyoruz.
Kayıtdışı istihdamın önüne geçmek için neler yapılmalı? dediğimizde;
Kayıtdışı ekonomi ve beraberinde getirdiği kayıtdışı istihdam ile mücade etmek için; ilk akla gelen istihdam üzerindeki mali yükler azaltması oluyor. Kayıt dışı istihdamın önlenmesini sağlamak açısından asgari ücretin bölgesel belirlenmesi, istihdam dışı girdi maliyetlerinin azaltılması, denetimlerin artırılması, bilinçlendirme ve eğitim faaliyetlerine önem verilmesi ilave tedbirlerden sadece bir kaçı.
Ayrıca; Her dönem gündeme gelen prim affı ihtiyacını doğurmayacak bir vergi ve kesinti sisteminin geliştirilmesi yapılması gereken çalışmalardan bir başkasıdır.
İstihdam azalışını önlem olarak, 2008-2010 döneminde bazı yüklerin hafifletmesi olumlu olmakla birlikte, Türkiye, istihdam üzerindeki vergi-prim yükü bakımından OECD ortalamasının halen üzerindedir. Bu sebeple, istihdam üzerindeki vergi, prim, tazminat gibi yüklerin hafifletilmesi, kayıt dışı ile mücadele de önemli bir adımdır.
Çalışma hayatını düzenleyen yasaların, işgücü piyasasının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde ele alınması gerekmektedir. İş Kanunu'yla getirilen esnek çalışma yöntemleri yaygın bir uygulama alanı bulamamıştır. Türkiye'de 21 milyon çalışanın yaklaşık yüzde 43'ünün, sosyal güvenlik haklarından, sendikal haklardan, asgari ücretten yoksun, kayıtdışı çalıştığı tahmin edilmektedir. O nedenle kayıtdışı ile mücadele vatandaşlara eşit ve hakkaniyetli sosyal güvenlik kapsamına kavuşmalarının yanı sıra, Türkiye'nin sürdürebilir ve verimlilik tabanlı büyümeye geçişinde en öncelikli konusu olmalıdır.
Kriz döneminde özel sektörün vergi ve prim borçlarını ödemede zorlandığı bilinmektedir. Özel sektörün yaklaşık 90 milyar lira vergi ve sigorta borcu birikmiştir. Vergi borçlarında gecikmeye yıllık bazda yüzde 30-35 oranında faiz uygulanmaktadır. Bugün bankalar yüzde 9'la kredi verirken, devlet yüzde 9'la borçlanırken özel sektöre yüzde 30-35 gecikme faiz uygulanması adaletli değildir. Dolayısıyla Türk özel sektörü olarak vergi ve prim borçlarının yeniden yapılandırılmasını ve gecikme faizi oranlarının indirilmesi beklemekteyiz.
Oranı yüzde 43'ün üzerinde olduğu bilinen kayıt dışı istihdam ülkemiz için gerçekten ciddi bir sorundur. Gerek kayıt dışı istihdam gerekse işsizlik oranının yüksek oluşunun en önemli nedeninin istihdam üzerindeki yüklerin fazlalığı olduğunu söylemiştik.
Peki bu yükler nelerdir? Diye baktığımızda;
Birincisi Vergi Yükleri : a) Gelir Vergisi, b) Damga Vergisi :
a) Gelir Vergisi : Oranı yüzde 15'den başlıyor, yüksek ücretlerde yüzde 35'e kadar çıkıyor.
b) Damga Vergisi : Brüt ücretin ve ücretle bağlantılı tüm ödemelerin, binde 6'sı oranında alınıyor.
İkincisi Prim Yükleri : a) SSK Primi İşçi Hissesi, b) SSK Primi İşveren Hissesi, c) İşsizlik Sigortası Primi
a) SSK Primi İşçi Hissesi: Brüt ücretin yüzde 14'ü oranında hesaplanıyor.
b) SSK Primi İşveren Hissesi: Brüt ücretin yüzde 19,5'i oranında, ödeniyor. İşyerinin, tehlike sınıf ve derecesine göre daha yüksek olabiliyor. Ücretin, tavanı aşan kısmı için prim ödenmiyor.
c) İşsizlik Sigortası Primi: Brüt ücret üzerinden, işçi payı yüzde 1, işveren payı ise yüzde 2. Ayrıca yüzde 1 de devletin ödediği pay var.
Üçüncüsü: 50 Ve Daha Fazla İşçi Çalıştıranlarda, Çalışan Sayısının:
a) Yüzde 3'ü oranında özürlü,
b) Yüzde 1'i oranında eski hükümlü,
c) Yüzde 2'si oranında terör mağduru,
istihdam edilmesi gerekiyor. Aksi halde, ciddi tutarda "para cezası" ödeniyor.
Bunların dışında da duruma göre; emzirme odası ve kreş kurma, işyeri hekimi ve iş güvenliği görevlisi bulundurma gibi çok sayıda ilave yükümlülükler var.
İstihdamın üzerinde yükleri azaltmak için neler yapılabilir? Dersek;
Vergi oranları aşağı çekilmelidir. Vergi Yüklerini aşağı çekmek için: "Gelir vergisi tarifesi" yeniden düzenlenip, tarifedeki oranlar aşağı çekilebilir.
Damga vergisi bütünüyle kaldırılabilir.
2) Prim Oranları aşağı çekilmelidir.
3) 50 ve Daha Fazla İşçi Çalıştıranlardaki yükler yeniden gözden geçirilmeli, ayrıca, bunların dışındaki ilave yükler de kaldırılmalı ya da hafifletilmelidir.
Bunlara ilave olarak;
- Çalışma mevzuatındaki güvenceli esneklik olanakları artırılmalı
- Ücretli izinde sınırlandırmalar kaldırılmalı
- Ücretsiz izin kaldırılmalı
- Kıdem tazminatı yükü azaltılmalı
- Sosyal sigorta işveren pirim yükünde kalıcı bir indirim programı uygulanmalı
- İşsizlik fonu kaynakları mesleki eğitime aktarılmalı
- Sanayi üretimi desteklenmelidir.
Reel sektör olarak, istihdamın artmasının daha çok üretim, daha çok ticaret, daha çok refah demek olduğunu çok iyi biliyoruz. İşsizliğin, kayıt dışı istihdam sorunlarının çözümü üretim çarklarının dönmesine ve rekabet gücümüzün artmasına bağlıdır. Çarkların dönmesi için de, itici güce ihtiyaç vardır. Bunu da ancak hükümet sağlayabilir.
Yapılması gereken, büyük bir istihdam seferberliğini, kamu-özel sektör işbirliği ile, bir an önce başlatmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken toplantının tertip edilmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyor, siz değerli katılımcıları da saygı ile selamlıyorum.
Haber Tarihi : 12/5/2010