30.10.2024

Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin taçlandığı, Cumhuriyetimizin ilanının 101. Yıl dönümünü kutlamanın gururunu yaşıyoruz.  Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim şekli değil, aynı zamanda ulusumuzun azim ve kararlılıkla elde ettiği büyük bir zaferin simgesidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, bize sadece bir devlet değil, aynı zamanda demokratik, laik ve modern bir Türkiye bırakmıştır. Bizlere düşen en büyük görev, cumhuriyetimizin değerlerini korumak ve gelecek nesillere daha güçlü bir Türkiye bırakmaktır. Cumhuriyetimizin kurulmasında emeği geçen tüm kahramanlarımızı saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.

İnadına daha fazla üreteceğiz!

Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Hem ekonomik hem de sosyal anlamda derin yaralarla karşı karşıyayız. Milletçe  büyük bir üzüntü ve öfke içerisinde, maalesef bir kez daha hain bir terör saldırısına tanıklık ettik. Geçtiğimiz günlerde TUSAŞ’ta yaşanan hain terör saldırısı sebebiyle acımız büyük. Bu hain saldırılar, milletimizin sarsılmaz iradesini asla kıramayacak ve birliğimizi bozmayı başaramayacaktır. Saldırı sonrası TUSAS çalışanımızın söylediği gibi hainlere inat daha fazla çalışacağız daha fazla üreteceğiz!. Hepimizin başı sağ olsun, şehitlerimize rahmet diliyorum.

Ahlaki Dejenerasyon

Enflasyon, işsizlik ve artan yaşam maliyetleri, toplumumuzda büyük bir huzursuzluk ve belirsizlik yaratırken diğer taraftan -ve belki de en ağır olanı,- ahlaki bir çöküşe doğru sürükleniyor olmamız. Son zamanlarda gündemimizde olan ve vicdanları en derinden yaralayan bebek cinayetleri, insani değerlerin yok sayıldığı bir noktaya geldiğimizi gösteriyor. Bu tür korkunç olaylar, sadece bireysel suçlar olarak kalmıyor, aynı zamanda toplumumuzun vicdanında derin yaralar açıyor ve bir ahlaki çöküş sinyali veriyor. Hem toplumumuz hem de öldürülen masum yavrular adına yastayız ve bu durumdan çok rahatsızız.

Ekonomik sıkıntılar elbette zor, ancak alınacak doğru tedbirlerle zaman içinde üstesinden gelebiliriz. Üretim yeniden canlanır, piyasa dengeleri sağlanabilir. Fakat toplumsal çöküşün telafisi yok! Ahlaki değerlerin, dayanışma duygusunun ve güvenin yitirilmesi, toplumsal vicdanı zedeliyor. Bu bağlar koptuğunda, ekonomik iyileşme bile  bizi eski huzurumuza kavuşturamaz. Bu yüzden, yalnızca ekonomiyi değil, toplumun manevi ve sosyal dokusunu korumak da önceliğimiz olmalıdır. Ekonomik reformlar kadar, toplumsal değerleri ayakta tutacak adımları da cesaretle atmalıyız. Sakarya ticaret ve sanayi odası olarak yaşam hakkını kutsal bir değer kabul ettiğimizi, özellikle kadın ve çocuklarımızın yaşam hakkına yönelik şiddetin, her zaman karşısında olacağımızı bir kez daha ifade etmek isterim.

Anayasanın 4. Maddesi

Gündemdeki konuları değerlendirirken bir konuya özellikle değinmek istiyorum. Çünkü sürekli değişen gündem mevcut durumumuzu net görmeyi zorlaştırıyor. Bu konuda anayasamızın 4. Maddesi ne diyor tekrar hatırlayalım istiyorum. “Anayasanın 1’İnci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’inci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.” Kısacası anayasamızın bu 4 maddesi değiştirilemez. Bunu Türk milletinin bir ferdi olarak camiamı temsilen söylüyorum. Anayasamızda revizeler olabilir ama dokunulmaz maddelerimiz tartışmaya kapalıdır. Gündemimizin bunlar olmaması gerekiyor. Bunların suni gündemler olduğunu düşünmek istiyoruz.

Ekonomik Değerlendirme

Ekonomik gidişat tüm bu gündemlerin gölgesinde gerilemeye devam ediyor. Enflasyonla mücadele hala en güçlü birinci konumuz. Ve son aylarda enflasyonda bir düşüş eğilimi söz konusu. TÜİK'in verilerine göre, enflasyon Eylül ayında %49,38 oranla geçen yılın altında bir seyir izliyor. Bu da, enflasyonla mücadelede bir adım daha ileriye gittiğimizin göstergesidir. Eylül ayı verileri, yıllık enflasyon ve nominal faiz oranları karşılaştırıldığında, üç yıl aradan sonra ilk kez pozitif reel faizin oluştuğunu gösterdi. Bu süreçte bozulan fiyatlama davranışlarının ortadan kaldırılması da halkın fiyat algısının düzelmesi anlamında önemli. Bunun yanı sıra faiz, finansmana erişimdeki zorluklar, personel sıkıntısı da enflasyonla birlikte üretimi ve ticareti olumsuz etkilemeye devam ediyor. Her zaman söylediğim gibi üreten ve ihracat yapan, ticaret yapan kesimin desteklenmesi gerekiyor. Nakit akışına ve krediye her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz. Çarkların dönmesi, ürettiklerimizin ekonomiye kazandırılması için bu elzem. Bu konularla birlikte sektörel taleplerimizi her platformda dile getiriyor ve ilgili bakanlarımıza, kurumlarımıza iletiyoruz. Bu konuda komitelerimizin çalışmaları ve desteği bizim için çok önemli.

Sanayi Üretim Endeksi

Rekabet gücündeki zayıflığa bağlı olarak ihracatta yaşanan sıkıntıların yanına iç talep yavaşlaması da eklenince sanayi üretimdeki gerileme güçlü bir boyuta gelmiş görünüyor. Yılın ilk altı ayında toparlanan ve büyüme eğilimine giren imalat sanayi üretimi yılın ikinci yarısında düşme eğilimi göstermeye başladı. Haziran, temmuz ve ağustos aylarında sanayi üretim endeksinin yüzde 5, yüzde 4 ve yüzde 5,3 oranında düşüş gösterdiğini görüyoruz. Bu durum, ekonomik daralmaya işaret ediyor. Sanayinin ekonomimizdeki payı her geçen gün azalıyor. Kaldı ki; bizim gibi bir ekonomide üretimin temel dinamosu imalat sanayiidir. Bunun ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu tartışmamıza gerek yok. Bu noktada, Nobel Ödüllü Ekonomist Daron Acemoğlu’nun şöyle bir ifadesi var; "Güçlü bir ekonomi, yalnızca teknoloji ve inovasyonla değil, aynı zamanda üretim altyapısının sürdürülebilirliği ve doğru politikalarla inşa edilir." olaylara bu açıdan da bakmak önemli. Çünkü doğru yönetilmeyen sürecin sonunda üretim kapasitesinin düşüşü, ekonominin kalıcı yapısal sorunlarla karşı karşıya kalmasına neden olabilir.

Dış Ticaret Verileri

TİM tarafından açıklanan ihracat verilerine göre ilimiz 2024 eylül ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 38, ağustos ayına oranla ise yüzde 68’lik artışla 603 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu artış, şu ana kadar, ihracat en yüksek eylül ayı ihracatı olmuştur. Bu rakam ile ülke ihracatının %2,7’lik kısmını karşıladık ve en çok ihracat yapan 7. İl konumumuzu koruduk. 9 aylık kümülatif ihracatımıza baktığımızda da geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %12’lik artışla 4.6 milyar dolar olarak gerçekleştirdik. Türkiye istatistik kurumu (TUİK) tarafından açıklanan ağustos dış ticaret verilerine göre ise ihracatın ithalatı karşılama oranı %150 olarak gerçekleşti. Ayrıca yılın ilk 8 ayında 1.4 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası verdik.

Seçimlerin Üzerinden İki Yıl Geçti

Dönemimizin 2.yılını 3 Ekim’de tamamladık. Bu süreçte fikir ayrılıklarımız olsa da iyi niyetli ve aklıselim ile uzlaşıyı sağladığımız, demokratik, uyumlu, katılımcı, huzurlu bir meclis dönemi geçirdiğimizi düşünüyorum. Bu yaklaşımınız için komitelerimiz, meclisimiz, meclis divanımız, yönetim kurulumuza teşekkür ediyorum. Şehirde fikri sorulan, görüşleri gündem oluşturan bir kurum olarak bu iki yıllık süreçte hem şehrimiz hem üyelerimiz adına hizmet etmeye gayret ettik. Bunlardan bazıları; mutfak sanatları akademimizi hayata geçirdik, ilimizin tarihi ve kültürüne ait iki yayın çıkardık, uluslararası nitelikte bir proje olan yarının köyleri projesine başladık. Açılışına az kaldı. Aralık ayında birleşmiş milletler ve Trendyol ile birlikte startını vereceğiz. Komitelerimizi çalıştay yöntemiyle yol haritalarını belirledik, lobi faaliyetlerimize devam ediyoruz. Şehrimizin öncelikli sorunlarını belirlediğimiz bir çalıştay yaptık sonuçlarını belediyelerimizle paylaştık. Çözüm için iletişimdeyiz. Küçük sanayi siteleri, OSB ve OTB’lerin oluşturulması için girişimlerimiz hızla devam ediyor. SATSO akademi ve SATSO kariyer platformlarımızı hayata geçirdik. Çalışmalarımız sizlerin desteği ile devam edecek.”